Karabük Postası tarafından
30 Nisan, 2015 11:14 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

100. Yılında Ermenilerin Sevk İskanı ve Soykırım İddiaları Konferansı

Karabük Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Kulübü tarafından hazırlanan “ 100. Yılında Ermenilerin Sevk İskanı ve Soykırım İddiaları ” konulu konferans İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyeleri Yrd. Doç. Dr. Ersin Müezzinoğlu ve Yrd. Doç. Dr. Umut Kedikli’nin yapmış olduğu sunumlarla İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Konferansa Üniversite İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Aşgın, Akademik, İdari personel ve öğrenciler katıldı. Konferansın öncesinde QAFSAM’ın sponsorluğunda Türkiye-Azerbaycan Dostluk ve Bilim Köşesi açılışı etkinliği gerçekleşti. Etkinlik çerçevesinde bir adet kitaplık ve Türkiye-Azerbaycan ilişkileri, Ermeni sorunu, Hocali Katliamı konulu kitaplar Üniversite kütüphanesine bağışlandı. Programın açılış konuşmasında İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Aşgın, “Bugün burada Türkiye’nin ve hatta dünyanın Türkiye üzerinden bir sorunu haline gelen bizimle ilgili olarak dünyada gelişmelere neden olan bir takım sorunlar Türkiye’nin dış politikası açısından sorun yaratan bir takım konuları tarihsel boyutlarıyla tartışacağız. Konferansa katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum” dedi. Açılış konuşmasının ardından konunun 5 N 1 K (Ne, Ne Zaman, Nerede, Nasıl, Neden) çerçevesinden ele alınması gerektiğini belirterek sözlerine başlayan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ersin Müezzinoğlu, “ Aile yaşantıları, örf ve ananeleri itibarı ile Ermenileri Türklerden ayırmak zordu. Osmanlıda Patrikler nüfuz sahibi insanlardı. Ancak 19. yüzyıldan itibaren isyan ve savaş çıkarmaya başladılar. Ermeniler Groporyon Kilisesi’nde milliyetçilik faaliyetleri yürütmüşlerdir. Özellikle 93 harbi neticesinde düzen bozulmuştur. Ayastefenos antlaşmasının 56. maddesi Berlin antlaşmasının 63. maddesi olarak değiştirilmiş ve ermeni meselesi ulusal boyuttan çıkmış dış müdahaleye açık bir hale gelmiştir. 31 Mart olayından sonra Ermeniler Avrupa’nın desteğini almaya yeniden başlamışlardır. 24 Nisan 1915 te tüm vilayetlere gönderilen bir tamim ile Hınçak ve Taşnak Cemiyetlerinin kapatılmasını ve bu cemiyete üye olanların vatan haini olacağını bildirmişlerdir. I. Dünya savaşı sonrası itilaf devletleri arşivlerimizi ele geçirmiş ancak kayda değer bir şey bulamayınca Divan-ı Harbi Örfi Mahkemelerini kullanmışlardır. 1945 yılında ortaya çıkan bir hükmü velev ki böyle bir köleleştirme göç ettirme gibi bir insanlık suçu işlenmiş olsa bile 1915 tarihindeki bir suç için hukuki olarak uygulayamayız” dedi. Türkiye’nin Ermenilere karşı soykırım yaptıysa eğer bu konuda sözleşmeye bakılması gerektiğini belirterek sunumuna başlayan Yrd. Doç. Dr. Umut Kedikli, “Yapılan soykırımda bireysel sorumluluk varsa kişiler cezalandırılmalıdır. Ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir gruba mensup kişilerin öldürülmesi, ciddi anlamda bedensel veya ruhsal olarak zarar verilmesi, yaşam şartlarını değiştirici önlemlerin alınması, doğumlarının engellenmeye çalışılması, grubun çocuklarının alınıp başka bir gruba verilmesi bizim için kilit nokta bu beş şarttır. Bu beş şartın yapılması soykırım değil; bu şartların bilerek ve isteyerek yapıldığının ispatı önemlidir. Osmanlı Devleti ve diğer devletlerin arşivlerinde Ermenileri yok etme amacında bir fiilin olmadığı ve Türkiye’nin suçlanmaması gerekir. Soykırım suçu 1948 de ortaya çıkmış fakat olaylar 1915-1916 yılları arasında ileri sürülmüştür. Bu durum hukuka aykırıdır, suç ve cezalar geçmişe yürütülemez. Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti’nin suçlanması tamamen siyasidir. Hukuk ve siyaseti birleştirerek anlatacak olursak tehcir döneminde ihmaller olmuş olabilir ama devletimiz buna müsaade etmemiştir ve ihmalcileri cezalandırmıştır. ” dedi ve öğrencilerin bu konuların tarihsel ve hukuksal olarak öğrenilmesinde fayda olduğunu belirterek konuşmasını sonlandırdı. Konuşmalarının ardından İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Aşgın, Yrd. Doç. Dr. Ersin Müezzinoğlu’na Plaket ve Teşekkür Belgesi takdimi yaptıktan sonra program sona erdi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Haber Merkezi tarafından
22 Kasım, 2025 14:16 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0

BAŞKAN ÇETİNKAYA SAHA MESAİSİNİ SÜRDÜRÜYOR

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, mahalle ziyaretleri kapsamında Yeşil Mahalle Taşkent Caddesi’nde hemşehrileriyle bir araya geldi. Başkan Çetinkaya, bölgenin ihtiyaçlarını yerinde inceleyerek vatandaşların talep ve önerilerini dinledi.

Görüşmeler sırasında iletilen talepler ilgili birimlere aktarıldı. Altyapı, çevre düzenlemesi, yol iyileştirmeleri ve sosyal alanlara yönelik taleplerin değerlendirilmesi için gerekli süreç başlatıldı.

Başkan Çetinkaya: “Biz masa başından değil, sahadan yönetmeye devam ediyoruz.”

Başkan Özkan Çetinkaya, Yeşil Mahalle Taşkent Caddesi’ndeki incelemeleri sonrası yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Yeşil Mahalle Taşkent Caddesi’nde hemşehrilerimizin taleplerini yerinde dinlemek bizler için çok değerli. Vatandaşlarımızdan gelen her görüş, Karabük’ün geleceğini birlikte şekillendirdiğimiz bu hizmet yolculuğunda bize yön gösteriyor.

Karabük’ün dört bir yanında altyapıdan çevre düzenlemesine, yol iyileştirmelerinden sosyal alanlara kadar birçok alanda çalışmalarımız devam ediyor. Çünkü biz şehrimizi masa başından değil, sahadan; vatandaşımızla yüz yüze, sorunları yerinde görerek yönetiyoruz.

Gayemiz, her mahallemizi daha düzenli, daha güvenli ve daha yaşanabilir bir hale getirmektir. Hemşehrilerimizin desteğiyle Karabük’ün her noktasında planlı ve kararlı şekilde çalışmaya devam edeceğiz.”

Bizi sosyal medyadan takip edin