Ihlas Haber Ajansı tarafından
13 Aralık, 2023 04:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

1 daire 3 kişiye satılınca 15 yıldır yıkılamayan binada köpek kurtarma çalışması yapıldı

Düzce’de savcılık kararı ile mühürlenen apartmanda mahsur kalan köpekler için yapılan kurtarma çalışmasında köpekler binadan kaçarken, mahalle halkı apartmanın yıkılmasını istiyor.
Düzce’nin Koçyazı Mahallesi’nde 2008 yılında yapılan ve 1 dairenin 3 kişiye satılması sonucu savcılık kararı ile mühürlenen apartmanda mahsur kalan köpekler için kurtarma çalışması yapıldı. Apartman içerisinde görülen yavru köpeklerin kurtarılması için bölgeye Düzce Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü ekipleri sevk edildi. Binanın savcılık kararı ile mühürlenmesi sebebi ile içeriye giremeyen ekipler, bölgeye polis ekiplerini çağırdı. Bu esnada mahalle halkı binaya girerek yavru köpekleri aramaya başladı. Yapılan arama çalışmaları esnasında köpekler binanın arka kısmından çıkarken, ekipler normale döndü. Mahalle halkı ise 15 yıldır binanın harabeye döndüğünü belirterek yıkılmasını istiyor.

“Binanın yıkılmasını istiyoruz”
Akrabasını ziyaret etme için Koçyazı Mahallesi’ne giden Mehmet Ali Türedi, ekipleri görüp bölgeye gittiğini belirterek, “Burası Koçyazı Mahallesi 2308. Sokak. Buraya kuzenimin yanına geldim. Ekipler buraya gelince ben de merak ettiğim için bölgeye geldim. Bina içerisinde köpek kaldığını öğrendim. Polis ekipleri binanın içerisine girip baktığında içerisinin berbat bir durumda olduğu görülmüş. Burası 15 yıldır yıkılmayan bir bina imiş. Mahallede böyle bir bina olmasını biz istemiyoruz. Bildiğim kadarıyla bir daireyi birden fazla kişiye sattıkları için yıkılmıyor da. Savcılık emri ile kapalı duruyor. Bu sebeple biz binanın yıkılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
03 Mayıs, 2025 21:35 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Öğr. Gör. Eroğlu: “Dezenformasyon artık ulusal güvenlik meselesidir”

Karabük Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu Hukuk Bölümü'nden Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dezenformasyonun artık ulusal güvenlik meselesi olduğunu ifade etti.
Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dezenformasyonun bir zihin manipülasyonu aracı olduğunu ve çağın en sinsi tehditlerinden biri olduğunu belirtti.
Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dijital şiddetin bir türü olarak dezenformasyonun bireyleri, kurumları ve hatta devletleri nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde değerlendirdi.
Eroğlu, dezenformasyonun kasıtlı olarak yayılan yanıltıcı bilgilerle kamuoyunu yönlendirme amacı taşıdığını belirterek, bu kavramın günümüzde dijital şiddetin bir türü hâline geldiğini söyledi.
Birbirine kelime olarak benzeyen kavramların anlamlarının farklı olduğunu belirten Eroğlu, "Dezenformasyon, mezenformasyon ve malenformasyon kavramları sıklıkla birbirine karıştırılsa da her birinin farklı anlamlar taşıdığını ifade eden Eroğlu, şöyle konuştu: "Mezenformasyon kötü niyet olmadan yapılan yanlış bilgi paylaşımıdır. Malenformasyon ise doğru bilginin, kamuoyunu yanıltmak amacıyla fikrinden koparılarak sunulmasıdır" dedi.
Yapılan araştırmalara göre yalan haberlerin, doğru içeriklere kıyasla altı kat daha hızlı yayıldığını vurgulayan Eroğlu, bunun nedeninin bireylerin bilgiye kolay erişme arzusuyla doğrulama zahmetinden kaçınmaları olduğunu söyledi.
"Dijital medya çalışanları da basın mensubu statüsüne alındı"
Dijitalleşmenin medya üzerindeki etkilerine de değinen Özçağlar, artık haberlerin büyük oranda dijital ortamda üretildiğini ve yayıldığını, bu durumun ise basın mensuplarına daha fazla sorumluluk yüklediğini belirtti. Kamuoyunda "Dezenformasyon Yasası" olarak bilinen 7418 Sayılı "Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun''un da bu süreçte önemli bir yasal düzenleme olduğuna dikkat çeken Özçağlar, internet haberciliğinin "süreli yayın" olarak kabul edilmesinin ardından dijital medya çalışanlarının da basın mensubu statüsüne alındığını söyledi.
Dezenformasyonla mücadelede bireylerin de sorumluluk üstlenmesi gerektiğini kaydeden Eroğlu, dijital içeriklerin hızla silinebildiğine dikkat çekerek, "Ekran görüntüsü almak ve Noterler Birliğinin e-Tespit sistemi gibi araçlar, yalan haberlere karşı delil oluşturmak açısından büyük önem taşıyor." dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.