Karabük Postası tarafından
06 Mayıs, 2015 14:54 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum: 0

Vergili, Yine Esip, Gürledi

Bayır Mahalle Sosyal Yaşam Merkezi ve Sosyal Yardımlaşma Merkezinin açılışında konuşan Belediye Başkanı Rafet Vergili; Umut tacirlerinin tekrardan yola çıktığını ifade ederek, Hastaneler ve yapacakları işlerin engellenmesi üzerinden AK Parti’ye yüklendi Bayır Mahalle Sosyal Yaşam Merkezi ve Sosyal Yardımlaşma Merkezi düzenlenen törenle hizmete girdi. Açılışa; Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, Belediye Daire Müdürleri, STK Temsilcileri, MHP Milletvekili Adayları Durmuş Yalçın ve Ayhan Akbaş, Kosova Meclis Başkan Yardımcısı Enis Kervan, İş Dünyası Dayanışma Derneği Başkanı Feda Derviş ve beraberindeki yönetim kurulu heyeti, Muhtarlar ve vatandaşlar katıldı. Belediye Başkanı Refet Vergili açılışta yaptığı konuşmada; “Umut tacirlerinin tekrardan yola çıktığını ifade ederek, “2014 yılı seçimlerinde bu hastanede büyük pankartlar asılmıştı, bu hastane kapatılmayacak diye. Öncelikle şunu soruyorum; bu hastane niye kapatıldı, neden kapatıldı veyahutta bu hastanenin bu ek binasını yapmak için sizin hükümetinizin döneminde buradaki binalar kamulaştırıldı. Kime bu paraları peşkeş çektiniz önce bunların hesabını verecek. Şu anki milletvekili arkadaşlarımızın hiçbirisi buradaki binaların kamulaştırıldığından bile haberi yoktur. Şimdide buraya diş hastanesi yapılacakmış. Diş Hastanesi buraya hangi canlılığı verecek, hangi faktörü sağlayacak. Günde gelecek 30-40 diş hastası bu mahalle ne yapacak? Bundan önce verdikleri sözleri yerine getirecekler. Bu hastaneler kapatılmayacak demişlerdi. Şimdi bu hastaneleri açmak onların boynunun borcu. Eğer açmazlarsa bu dönem zaten halk cevabını verecek. 2019 da da bunların hiç birisinden eser kalmayacak. Gelelim 200 Evlerdeki hastaneye. Biz dedik ki 200 Evler hastanesinin yeri ufaktır. Size 150-200 dönüm Öğlebeli bahçelerinden yer verelim, buraya devlet hastanesi yapın. 200 Evlerdeki hastaneyi üniversiteye devredin üniversite hastanesi olsun. Karabük’ün de dört tane hastanesi olsun dedik. Şimdi ne oldu, 200 Evler hastaneye 150 yatak ilave edilecek yer yok diyorlar. Ben anlamadım bu memleketten milletvekili adayımız 1. sırada Osman Kahveci bey bundan 4 gün evvel ki konuşmasında üstünü başını yırtıyor biz bu hastaneyi yıkmayız, yıktırmayız diye. Ya Allah için soruyorum devletin trilyonlarca lira masraf etmiş olduğu bir yeni hastaneyi kim yıkabilirim diyebilir. Hangi akılla yıkabilirim diyebilir. Ağzımızdan böyle bir kelime çıktımı bizim. Nasıl bir siyaset yapıyorlar anlamadım. Bir mantıklı bir şey söyleyin. Şemdinli Devlet Hastanesi 58 yataklı. Projeye bakın arkadaşlar. Yenice’ye eş değerde Yüksekova Devlet Hastanesi 150 yataklı. Safranbolu kadar bu kentte Ak Partinin bir milletvekili yok. Devletin vergisini ödeyen yok, elektrik parası ödeyen yok, su parası ödeyen yok. Bunun üstüne siyaset yapıyorlar. Karabük’ten ne kadar oy verirseniz hükümet size bu kadar hizmet götürecek. Biz Karabük’te her zaman merkez sağ partisini destekledik. Bir dönem 3 milletvekili, bir dönem daha 3 milletvekili, son olarak 2 milletvekili. Bütün milletvekilliğini verdik hangi hizmet geldi. Gelen hizmet Safranbolu Devlet Hastanesi 50 yatak, komedi gibi. Karabük %98,5 elektrik parasını ödeyen bir vilayet. Kaçak %1,5. Şemdinli’deki elektrik kaçağı %80, vergi borcu en az olan Karabük her zaman devletin yanında, her zaman milletin yanında ama hizmete geldiği zaman hiçbir şey yok” dedi. DUA ET DİYORUM, ONU DA ETMİYORSUN Vergili; “Biz bu güne kadar ne zaman hükümet mensuplarına Karabük’ün geleceği ile ilgili bir işi önlerine getirdiysek mutlak suretle engellenmiştir ve yapılmamıştır. Nasıl mı derseniz, Devlet Demir Yolları ile protokolü imzaladık. Yerleri bize teslim edilecek. Ne zaman Karabük milletvekillerinin haberi oldu durduruldu. Çok güzel bir kütüphane yaptık. Kültür Bakanlığına verdik. Kültür Müdürlüğüne devrettik, 750 bin lira para verecekler, cevap geldi bütçemizde böyle bir para kalmadı diye bakanlıktan. Bolu’ya her sene festival yapmaları için 2 trilyon lira Kültür Bakanlığı para veriyor. Bize de 750 bin lirayı çok görüyorlar. 3 tane halı saha yapılacak, yarısını Belediye, yarısını Spor Bakanlığı ödeyecek, yerleri de biz vereceğiz. Her şeyi bitti, bir yazı, Spor Bakanlığın bütçesinde para kalmadı. Bir de diyorlar ki bize geldiler de yapmadık mı? Bunların hepsini size geldim İller Bankasından para alacağız. Belediyenin kasasından çıkmayacak. Mehmet Ali beye gidiyoruz bunu söylüyoruz. Genel Müdür diyor ki Karabük’ün milletvekili AK Parti’nin Genel Başkan Yardımcısını ben nasıl geçeyim. Bu parayı ben size nasıl vereyim haberiniz oldu bunları yapmıyorsunuz. Bir gün bana soruyor benden bir isteğin var mı diye bende dua et diyorum, onu da etmiyorsun. 7 Haziran biliyorsunuz Karabük’ün bir değişim günü olacak. Ne diyorlardı, 2009’da muhalefet partili bir Belediye Başkanı hiçbir iş yapamaz, hiçbir icraat yapamaz. Muhalefet Belediye hiçbir iş yapmasa bile 650 bin ton asfalt kullandı. Yaptıklarımızı sayamazlar. Ben bütün dostlarıma şunu söylüyorum; AK Partili, Cumhuriyet Partili, Saadet Partili, Büyük Birlik Partili, gelin 7 Haziran’da hep beraber Karabük’ü yeniden değiştirelim. 1-2 milletvekili Karabük’ten Ankara’ya muhalefet Partisinden de olsa iktidara gelemesek bile gittiği zaman Karabük’ün her türlü şeklişemali değişecektir ve hizmet yarışı başlayacaktır Karabük’te, buna inanın. Ben buna cani gönülden inanıyorum. Şu anda Karabük Belediyesi muhalefet partisinden olmasından dolayı tüm ilçelerde hizmet yarışı başladı. Safranbolu’da, Eskipazar’da, Eflani’de, Yenice’de. Sürekli bu arkadaşlara kaynak bulmaya çalışıyorlar. Ovacık hariç kaynakları bunlara dağıtıyorlar. İnşallah Ovacık’ın da biz hiçbir eksiğini bırakmayacağız Karabük Belediyesi olarak” diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
30 Kasım, 2025 13:12 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

GENEL MÜDÜRE SORUŞTURMA AÇILACAK MI ?

İYİ partili Turhan Çömez; Et ve Süt Kurumu Genel Müdürünün ortağı olduğu Macar şirketi üzerinden son 3 yılda Türkiye'ye 4 milyon kilo et getirdiğini belgelemiş ve konuyu meclise taşımış. Şimdi ne var bunda diyeceksiniz. İddiaya göre(!), kurumun başındaki muhterem kilosunu 7 dolara aldığı etleri başında olduğu ESK na 17 dolardan satmış. Ortağı olduğu şirket bu yolla 40 milyon dolar kazanç(!) elde etmiş.

Bunlar Turhan Çömez'in iddiaları. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem de, benzer iddialarda bulunmuştu.

Bildiğim kadarıyla, Genel müdürlük yada KİT lerde çalışan üst düzey yöneticiler ile akrabialarda bulunmuştu.aları, kurumun ilgi alanındaki bir şirkete ortak olamıyor, yönetimine giremiyor.
Çömez'in iddiasına göre; adam hem şirket kurmuş, hem hissedar hem de yönetici

SORUŞTURMA AÇILACAK MI,
YOKSA YANINA KAR MI KALACAK?

Sn. Çömez'in mecliste belgelerini ortaya koyduğu bu iddia doğru ise vay halimize!
Akla gelen ilk soru şu;

  • Tarım ürünlerinin diğer kalemlerinin ithalatında da buna benzer haksız kazanç sağlayan uyanıklar var mıdır?
  • ESK nın başındaki bu genel müdüre görevden el çektirip hakkında soruşturma açılacak mı? Yada soruşturma sonuçlanan kadar kızağa alınacak mı? Yoksa yanına kar mı kalacak?

NE OLDU ÜLKEMİN SIĞIRLARINA ?

Amerika Tarım Bakanlığı (USDA) 20 Kasım 2025 tarihinde; Türkiye’nin hayvancılığı ile ilgili “Hayvancılık ve Ürünleri” raporunu yayınladı.
Amerika Tarım Bakanlığı raporuna göre Türkiye hayvancılıkta darboğaza girmiş.
USDA nın raporunda yer alan ifadeler aynen şöyle;
"In 2026 Turkiye's cattle inventory is projected to fall by 4 percent to 14.3 million head. This decline is primarily attributed to high slaughter trends, high production costs, and low profitability, prompting farmers to liquidate their herds."
Türkçesi şu; Türkiye'nin büyükbaş hayvan stokunun 2026 yılında yüzde 4 azalarak 14,3 milyon başa düşeceği öngörülüyor. Bu düşüş öncelikle yüksek kesim eğilimlerine, yüksek üretim maliyetlerine ve düşük kârlılığa bağlanıyor ve çiftçileri sürülerini tasfiye etmeye itiyor.

Raporda; 2026 yılında Türkiye’nin tam 450 bin baş sığır ve 70 bin ton kırmızı et ithalatı yapacağı bildiriliyor.
Bunun da anlamı; Tarım Bakanlığı bütçesinden yeterli desteği alamadığı için zaten zor durumda olan hayvan üreticileri, iktidarın ithalat kararıyla daha da zorlanacak.
Raporda ayrıca, Türkiye’nin canlı hayvan ithalatında dünyada ikinci sırada olduğu, ihracatının ise sıfır olduğu belirtilmiş.

Bu rapora malumun ilanı diyebiliriz. Adamlar bizi bizden daha iyi analiz etmiş.
Son birkaç yılda kesime gönderilen hayvan sayısındaki hızlı artışın normal olmadığını, özellikle süt üretiminde kârlılık sorunları nedeniyle damızlık hayvanların kesime gönderildiğini biliyorduk zaten.

Benim asıl dikkat çekmek istediğim konu şu;
300 milyon nüfusa yetebilecek bir tarım potansiyeline sahibiz.
Bir zamanlar tarımda kendi kendine yetebilecek bir kaç ülkeden biriydik. Ekilebilir tarım alanlarımız hızla azalıyor. Bugün geldiğimiz noktada; neredeyse tüm tarım ürünlerini milyarlarca dolar ödeyerek ithal ediyoruz.
İthalat yoluyla birileri kolay yoldan büyük kazançlar elde ediyor. İthal ettiğimiz tüm tarım ürünleri yakın bir zamana kadar ülkemizde üretiliyordu. Sebzenin, meyvenin, sütün peynirin, zeytinin, etin fiyatları aldı başını gidiyor. Bunlar temel gıda maddeleri. Önlem alınmazsa, bunlara para ile de ulaşamayacağımız günler yakındır.

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.