Karabük Postası tarafından
17 Kasım, 2014 07:49 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 4dk
Yorum Sayısı: 0

Şahin’den Çözüm Süreci Açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, çözüm sürecine ilişkin, “Biz ‘analar ağlamasın’ derken sadece şehit analarını kast etmiyoruz. Aynı zamanda ‘teröristlerin anası da ağlamasın’ bunu kastediyoruz” derken,  Kürt vatandaşlarda Türkiye Cumhuriyeti Devletine bağlılıkta kopuşlar başladığını ve bunun da çok tehlikeli olduğunu söyledi

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, çözüm sürecine ilişkin, “Yanlışlıkla, hatayla dağa çıkmış çocuklar hayatını kaybediyor. Onlara tabii ki ne kadar da hatalı olsa evladıdır. Onlar da evlatları için yas tutuyor. Biz ‘analar ağlamasın’ derken sadece şehit analarını kast etmiyoruz. Aynı zamanda ‘teröristlerin anası da ağlamasın’ bunu kastediyoruz” dedi.
“ŞAN VE ŞEREF GÖSTERGESİDİR”
G20 Liderler Zirvesi’nin Avustralya’da yapıldığını hatırlatan Şahin, “ Dünyanın en gelişmiş en çok üretime sahip 20 tane ülkesi kendi aralarında G20 Platformu koydu. Bizde AK Parti hükümetiyle Türkiye G20 ülkeleri arasında yer almaya başladı. Türkiye bizden önce 26. sırada yer alan ülkemiz şimdi en gelişmiş 16. Ülkesi haline geldi. 2023’te hedefimiz Türkiye’yi ilk 10 içine sokmak için çalışıyoruz. Başbakanımız ve Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu, G20 ülkeleri dönem başkanlığını üstlenecek ve gelecek yıl toplantıları Türkiye’de yapılacak. Bunun bile ülkenin AK Parti döneminde nereden nereye geldiğini gösteriyor. Bu bile Türkiye için şan ve şeref göstergesinin bir örneği” dedi.
‘TERÖRİSTLERİN ANASI DA AĞLAMASIN’
Türkiye’nin daha çok büyüyebileceğini ancak terör belasının bunu yavaşlattığını ifade eden Şahin, ” Bu terör belası hep böyle devam etmelimi. 30 yıl mücadele edilmiş ama sonlanmamış. Karşı taraftan ölenlerde var terörle mücadele ederken şehit olanlarda. Şimdi karşı tarafından ölümler özellikle, ‘Kürt vatandaşların hakkını hukukunu koruyoruz’ diye hareket ediyor ya terör örgütü. Onlarında yanlışlıkla, hatayla dağa çıkmış çocukları hayatını kaybediyor. Onlarda tabi ki ne kadar hatalı olsa evladıdır. Onlarda evladı için yas tutuyor. Biz ‘analar ağlamasın’ derken sadece şehit analarını ağlamasını kast etmiyoruz. Aynı zamanda ‘teröristlerin anası da ağlamasın’ bunu da kastediyoruz. Duygusal kopuşlar başladı sevgili hemşerilerim” diye konuştu.
“DUYGUSAL KOĞUŞLAR BAŞLADI”
Bu terörle mücadelede en tehlikeli şey nedir biliyor musunuz? diye soran Şahin, şunları söyledi:
“Kürt olarak kendisini tanımlayan vatandaşlarımızda Türkiye Cumhuriyeti Devletine bağlılıkta kopuşlar başladı. Bu çok tehlikeli. Bu böyle devam edemez, etmemeli. Türkiye böylesine bir sorunu çözmelidir. Terör örgütü silah bırakmalıdır. O terör örgütünün kışkırtmasıyla, kandırmasıyla dağa çıkan çocuklar bu ülkenin vatandaşlarıdır aynı zamanda. Onların ellerinde silah dağda dolaşmasını istemiyoruz. Okullarda tahsil görmelerini istiyoruz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanken bu nedenle “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi” adını verdikleri bir süreci başlattı. 1999’da DSP, MHP ve ANAP üçlü koalisyon döneminde de Ecevit Başbakanken “Abdullah Öcalan’dan yararlanalım terörün sonlandırılması için” diye böyle bir çalışma başlatıldığını ancak başarılı olunamadı.”
O dönem bunun başarılı olmamasını siyasi iradenin işin içinde olmamasına bağlayan Şahin, “Çünkü AK Parti dönemine kadar Türkiye’de terörle mücadele asker bürokratlara havale edilmişti. Terörle mücadeleyi onlar yapacaktı, eğer bir çözüm olacaksa onlar takip edecekti. Siviller bu işin dışında kaldı. Dolayısıyla netice alınamadı. Şimdi AK Parti iktidarı döneminde demokrasi güçlendi. Sivil irade, hükümet Türkiye’nin her sorununa sahip olmaya başladı. İşte Tayyip Erdoğan’ın başlattığı projenin sonucu. Terör örgütünün elebaşısı ‘artık silahlı mücadele dönemi bitmiştir, silahlı unsurlar sınır dışına çıksın, artık bu ülkede kim ne söyleyecekse siyaset yoluyla söylesin’ diye. Yavaş yavaş Türkiye’de bir huzur ortamı oluşmaya başladı” dedi.
“KENDİ SORUNUMUZU KENDİMİZ ÇÖZECEĞİZ”
Türkiye’nin başında böyle bir bela olsun diyen iç ve dış muhalipler olduğunu da kaydeden Şahin,
Şahin, ” Bu barış süreci başarıya ulaşmasın diye gayret edenler de var. Hatta bu örgütün Kandil’deki bir takım lider konumundaki kişilerin zaman zaman açıklaması oluyor. Geçen bir tanesi diyor ki, ‘bu çözüm sürecine Amerika’yı da dahil edelim.’ Niye Amerika’yı dahil edelim?, bu sorun bizim kendi sorunumuz ve kendi sorunumuzu biz kendimiz çözeceğiz. Başbakan Ahmet Davutoğlu son bir ay içinde çözüm sürecinden bahsederken hep bir cümle kullanıyor, ” Bu çözüm süreci Milli Proje”, “Bizim başlatmış olduğumuz, bizim başkasını karıştırmadan çözeceğimiz bir proje” diyor. Daha öncede bu sorunu çözelim diye Oslo’da bir takım görüşmeler oldu. Niye başarılı olamadı? çünkü işin içinde Amerikalı ve İngilizler vardı, onun için başarılı olamadık. O yüzden şimdi Allah razı olsun kendisinden, büyük bir cesaret göstererek bu sorunu çözmek için Cumhurbaşkanımız, başbakanımızken çözüm sürecini başlattı. Yeni Genel Başkanımız ve Başbakanımız Ahmet Davutoğlu Türkiye’yi böyle sorundan kurtarmak için aynı kararlılıkla yoluna devam ediyor.”
“BARIŞ İSTİYORUZ”
“6-7 Ekim olayları sonrası yaşanan gelişmelerden dolayı vatandaşlar ‘Acaba bu çözüm sürecide mi, sonuç vermeyecek? fiyaskoyla mı sonuçlanacak?’ diye tedirgin oluyor” diyen Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Şimdi yeniden bu sorunu çözmek için bir çalışma başladı. Sanıyorum önümüzde ki haftalarda bu konuda bir takım ilerleme ve gelişmeler olacak. Beklentimiz, dağdaki o teröristler silahlarını bırakarak yurt dışına çıkacaklar. Pişmanlık yasasından yaralanmak isteyenler teslim olacak. Biz 780 bin kilometre vatan toprağında herkesin özgürce seyahat edebilmesi ve yaşayabilmesini, korkmadan her yere gidebilmesini arzu ediyoruz. Biz 780 bin kilometre vatan toprağında herkesin özgürce seyahat edebilmesi ve yaşayabilmesini, korkmadan her yere gidebilmesini arzu ediyoruz. Biz barış istiyoruz. Ana dili ne olursa olsun bu ülkenin vatandaşları anayasa karşısında eşit haklara sahiptir. Farklılıklarımızla birlikte bu ülkede barış ve huzur içinde yaşamak istiyoruz, amacımız budur. Mardinlinin, Hakkarilinin, Çankırılının, Karabüklünün birbiriyle alıp veremeyeceği yok. 6-7 Ekim olaylarından sonra yapılan anketlerde bile vatandaşımızın çözüm süreceğine desteği düşmüş olmakla birlikte yüzde 60 destek devam ediyor ve bu işin sonuçlanmasını istediği çıkıyor. Bu sorun çözüldüğünde Türkiye her alanda gelişecek ve kalkınacaktır.”

blank
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
10 Ocak, 2025 20:37 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

OMÜ’de 155 akademisyene profesörlük belgesi

Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde (OMÜ) daha evvel profesör ünvanı alan ve dokümanını teslim almamış akademisyenlere düzenlen sade bir merasimle “profesörlük belgeleri” takdim edildi.

Rektör Prof. Dr. Fatma Aydın’ın mesken sahipliğindeki davete profesörler ağır ilgi gösterdi. Rektörlük binası fuaye alanında düzenlenen ve 155 profesörün evrakını teslim aldığı aktiflikte Rektör Prof. Dr. Fatma Aydın, akademisyenleri tebrik etti.

Programda; davetli profesörlerin yanı sıra Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Alper Kesten, Prof. Dr. Çetin Kurnaz, Prof. Dr. Ayşe Pınar Sumer, Genel Sekreter Doç. Dr. Erhan Burak Pancar ile Rektör Danışmanı Doç. Dr. Emine Şendurur da hazır bulundu.

OMÜ Devlet Konservatuvarı Müzik Kısmı Piyano Anasanat Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Olga Hasanova’ın öğrencisi Beren Melis Menekşe piyanosu ile aktifliğe mana kattı.

Program profesörlerin merasim için hazırlanan özel alanda hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.