blank
Atilla Çilingir tarafından
09 Şubat, 2016 10:26 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:13
A+ A-

KIBRIS, YAVRU VATANIMIZ…

‘’Bir şeyler olacak yarın/Duruşundan belli kırda ki atların/Bulutların koşusundan belli/Pek o kadar görmesek de uzağı/Kuşların uçuşundan belli/Bir şeyler olacak yarın!/Öbür günden önemsiz/Bu günden önemli…’’ (Bülent Ecevit) Yazıma devlet adamı, siyasetçi, yazar ve şair; Kıbrıs Türk’ünün özgürce soluduğu havada, adadaki yaşam statülerinde emeği olan, onların topyekûn imha edilmesini önleme kararını vererek; Rum tarafına, Türk’ün ada da ki tarihsel haklarını gasp etme fırsatı vermeyen, gerekirse Yunanistan’la savaşı dahi göze alan rahmetli Bülent Ecevit’in bu çok anlamlı, sanki bugünleri anlatan şiiri ile başlamak istedim… O; insani değerlere büyük önem veren, duygu yüklü, şair ruhlu siyasetçinin devletimizin milli meselelerinde nasıl bir şahin olduğunu yakın tarihimize altın harflerle yazılmış, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtında yaşamıştık… Ülkemizin bu çok önemli milli davasında, menfaatlerimiz kokusuzca savunulmuş. Milletimizden alınan büyük güçle, dünyanın karşısında dimdik durabilmiştik. Çünkü ‘’O’’, o dönemin tüm siyasileri Kıbrıs’taki mevcudiyetimizin; ‘Lozan da kurulan Türk Yunan dengesi’ olduğunu çok iyi biliyorlardı. 1950’lerden beri milletçe sahiplenmiştik o acılı yıllara, milli davamız dediğimiz, topyekûn katledilmek istenen o mücahit ruhlu Türk Kıbrıs’a. 1571’den beri Türk’ün var oluş mücadelesinin verildiği Kıbrıs’ta yaşayan kardeşlerimiz; 70’li yıllarda barış ve özgürlüğe, 80’li yıllarda ise self- determinasyon haklarını kullanarak onlara analarının ak sütü gibi hak olan K.K.T.C’yi kurarak, 33 yıldır her türlü organları ile yaşayan bir devlete sahip oldular. Onların bu onurlu, gururlu mücadelelerinden ikiyüzlü dünya devletleri hiç hoşlanmadı, etkilenmedi, kurdukları devleti tanımadı! Kıbrıs Türk’ü için adada uygulanan bir tek gerçek vardı; o da batının onlar için uyguladığı çifte standarttı! Ama son dönem de büyük bir değişim var Yavru Vatan da! Merhum Ecevit’in mısralarında vurguladığı gibi; sanki ‘’Bir şeyler olacak yarın’’ Kıbrıs’ta! Zaman içerisinde neleri yitirmedik ki oralarda! Hem de; Mehmetçikle, Mücahidin etle tırnak gibi ayrılmaz bir bütün olduğu o direniş yıllarından Avrupa vatandaşı olabilmek, Birleşik Kıbrıs’ı yaratabilmek adına… ’’Yabancı Askerler işgale son vermelidir!’’,‘’Türkiye ile göbek bağınızı kesin!’’ Dayatmaları yanıtsız bırakılmadı mı? ‘’Türkiye’nin Garantörlüğüne gerek yok burası AB toprağı...’’ Söylemlerine, suskun kalmadık mı? Neler, neler değişmedi ki Kıbrıs’ta? Ama sen de haklısın Yavru Vatan; 20 Temmuz sabahının ardında kalan zamana bir bak! 42 yıl boyunca kimler geldi, kimler geçti o topraklardan? Kimileri aralarında ki aile çekişmeleriyle senin geleceğini emin ellere sunamadılar; işi ehline emanet edemediler! Kimileri kısır siyasi çekişmelerle bugünlere geldiler… Hala o kekik kokulu dağlarınla, çiçeklerle bezeli ovalarınla, el değmemiş kıyılarınla çok güzelsin. O eşsiz doğa güzelliklerinin, pırıltılı denizinin eşi emsali yok… Ama biliyor musun? Tüm bu güzelliklerinin yanı sıra, o topraklarda yaşayan kardeşlerimiz solgun ve bezgin! Geleceklerinin ne olacağının bilinmezliğini yaşıyorlar! Hâlbuki orada yaşayan bir devlet var. Hem de tarihi kan ve can bedeli ile yazılan bir devlet. Ancak, şimdilerde ‘o değişmez oyunu’ yeniden başlattılar! Bu oyunun adı, ‘’Birleşik Kıbrıs!’’ Şimdilerde bu oyuna yeni bir senaryo daha yazıyorlarmış! Adada yaşam mücadelesi veren Kıbrıs Türk’üne; her türlü baskıyı yapan, göçleri yaşatan, Kıbrıs Cumhuriyetinden haksız, hukuksuz bir biçimde ortaklıktan atarak, azınlık muamelesini reva gören, binlercesini toplu mezarlara gömen Rum’larla, bir arada yaşamanın yeni yasasını hazırlıyorlarmış! Dili, dini, örfü, gelenekleri, tarihi, yaşam biçimi birbirine uymayan seni; yeniden Rumlarla birlikte ama onların tercihlerine göre yaşatmanın hesabını yapıyorlarmış! 42 yıldan beri yaşadığın toprakları, sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi yeniden Rumlara sunacaklarmış! Hedefleri belli! K.K.T.C’de hatıralarda kalacakmış! Bu teslimiyetin/dönüşümün peşinde olanlar, mutlu ve umutlu! Senin topraklarında senin yaşam geleceğine şekil verenler Amerika, AB ve diğerleri; yeni dönemin aktörlerini ayakta alkışlıyorlar! Anavatan mı? Henüz bir şey söylemedi! Bildik bir ses yükselmedi! Biliyorum sen o sesi bekliyorsun Yavru Vatanım: ‘’1974’de Mehmetçik’le Mücahit’in omuz, omuza mücadele ederek kanları, canları pahasına kazanılan vatan toprakları bir bütündür, hiç bir neden uğruna Rum’a teslim edilemez; Mehmetçikten, Anavatanın garantörlüğünden vazgeçilemez Beşparmak dağlarına dikilen Bayrak indirilemez…’’ Senin duymak istediğin bunlar… Aslında yeni süreçte Rum’a verilmesi gereken yanıtta bunlar olabilmeliydi! K.K.T.C, uluslararası arenada çoktan tanıtılmalıydı… Ancak umutsuzluk yok. Türkiye’nin Kıbrıs konusuyla ilgili devlet politikasının halen geçerliliğini koruduğuna inanmak istiyoruz! Yukarıda duymak istediğin hususların aksine, Türkiye’de söylenmiş, açıklanmış bir şey de yok. Sevgili Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimiz: ’’Yavru Vatanımız Kıbrıs’la, Anavatan Türkiye’miz etle tırnak gibidir. Hiçbir siyasi güç ve çaba; bu birlikteliği bozamaz. Bu inancı asla kaybetmeyiniz. Atilla Çilingir www.atillacilingir.com