Medya akreditasyonu, gerçek medya kuruluşlarını temsil eden basın mensuplarını seçmek için yapılan akreditasyon, yani seçilmiş basın…
Gazetecilerin bir basın toplantısı, kongre, konser, spor karşılaşması gibi olayları izleyebilmeleri için yaptırdıkları kayıt, yani basın seçme…
Geçmiş yıllarda pek gündemde olmayan Akredite Basın tercihleri, son dönemde siyaseti, iktidarı ve kurumları, adeta akredite, seçilmiş basın tercihi sardı…
Geçmişteki gibi büyük basın toplantıları, televizyonlarda tüm liderlerin katıldığı açık oturumlar, artık tarihe karıştı…
Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla, önemli günlerde ve olaylarda, artık siyaset, liderler, bakanlar, valiler yani herkes, tüm dünyanın izleyebileceği ve duyacağı sanal basın açıklaması ile anlık basın toplantısı yapma imkanına sahip…
Ancak bugün akredite basın, taraflı basın haline geldi…
Kamuoyunu bilgilendirmek isteyen siyaset, bürokrasi ve kurumlar, iletişimi sağlayacak olan ise, yazılı, sözlü ve görsel basın kuruluşları ve mensupları…
Kurumlar, bürokrasi ve siyaset, akredite tercihi yaparak aslında, halkın haber alma hakkını da sınırlamakta…
Özellikle siyasetin, iktidar kanadının akredite ettiği basın kuruluşlarını, kurumlar ve bürokrasi de akredite etmek zorunda kaldığı için, kamuoyu ve halkın haber alma hakkı da sınırlandırılmakta…
Artık özellikle iktidar, istemediği sorulardan kaçmak için akrediteli basın toplantısıyla, muhalif sorular ve muhalefet basından kurtulmuş durumda…
Açıklamalarını duyurduğu sosyal medyayı beğenmeyen, hatta zaman zaman, iktidarın kısa süreli kapattığı, daha sonra yeniden açtığı sosyal medya platformları, iktidar ve siyaset kanadı için, aslında can simidi konumunda…
Basın toplantısı yerine artık, Cuma namazı çıkışları, kabine toplantısı, parti toplantısı çıkışları, ziyaretler, siyaset için, sosyal medya sayesinde anlık basın toplantısı haline dönüştü…
Soru almak yok, isterse soruya cevap verebilir, kalabalıktan, gürültüden soruları duymayabilir falan…
Aslında, akredite yani seçilmiş basın ile kamunun ve halkın haber alma hakkı da gasp edilmekte, iktidar tarafından…
Karabük gibi tanıtım değerleri kaybedilmiş, gelişmekte olan, tanıtıma ihtiyacı olan şehirler, siyaseti idarecisi, bürokratı, akredite basın, seçilmiş basın ile şehri yönetmeye kalkarsa, gelişme ve tanıtım bekleyen şehirlerin vay haline…
Demokrasinin temel unsurlarından olan, özgürlük sınırları içerisinde, basın özgürlüğünü, haber alma hakkını akredite, seçilmiş basın ile engellemek;
Dünya, ülkeler, devletler, iktidarlar ve siyaset için, seçmen ve halkının haber alma hakkını gasp etmek, gerçek demokrasi ve siyaset olarak tanımlanamaz…
Düşünce ve görüşlerin ışık olması dileğiyle…