Devrekli öğrencilerden Filistin’e yapılan manalı bağış takdir topladı.
Zonguldak’ın Devrek ilçesinde ikamet eden gören iki öğrenci kardeş biriktirdikleri harçlıkları Filistin’e bağışlaması büyük takdir topladı. Ahmet Salih ve Ali Mirza Akmantar isimli iki kardeş aylardan bu yana biriktirdikleri okul harçlıklarını Filistin’de zulüm gören Müslümanlara bağışlayarak büyük takdir topladılar. Devrek’te ikamet eden ve birisi İlkokul birinci sınıfa öbür kardeş ise ortaokul birinci sınıfta eğitim görürlerken, aylardan bu yana biriktirdikleri okul harçlıklarını Filistin2e bağışlamanın haklı gururunu yaşadılar. Devrek Kızılay Şubesi Temsilcisi Aydın Çolpa’ya harçlıklarını temsil eden öğrencilere Çolpa tarafından paranın teslim alındığına dair makbuz verildi. Filistin’e yapılan bağışın çok manalı olduğunu söz eden Devrek Kızılay Şubesi Temsilcisi Aydın Çolpa," Yavrularımızdan hassas davranışlarından ötürü kendilerinden ve ailesinden Allah razı olsun bu yavrularımızın davranışı öbür kardeşlerimize örnek olsun" diye konuştu.
Bugün İstanbul bir kez daha sallandı. Kandilli Rasathanesi'ne göre 6.2 büyüklüğündeki deprem kısa sürdü ama etkisi derin oldu. Panik, endişe ve en önemlisi iletişimsizlik. Deprem olur olmaz herkes telefonu eline aldı, sevdiklerine ulaşmak istedi. Ama çoğumuz, sevdiklerimizi aradığımızda telefonlarımızda sadece sessizlikle karşılaştık. GSM operatörleri yine sınıfta kaldı.
Her ay düzenli olarak ödediğimiz yüzlerce liralık fatura, yalnızca konuşma ve internet değil, ihtiyaç anında çalışacak bir sistemin bedeli olmalı. Ama bugün gördük ki, o sistem en gerekli anda iflas ediyor. Bu sadece birkaç dakikalık bir kesintiden ibaret değil; milyonlarca insanın aynı anda sessizliğe mahkum edilmesi demek. Afet anında en çok ihtiyaç duyulan şey iletişimken, sesimizi duyuramamak demek yalnızca teknik bir sorun değil, bu yaşama tutunmaya çalışan insanların hayati bir bağdan koparılması demek.
Hatırlarsanız 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerde de aynı sorunu yaşadık. O gün yüz binlerce insan enkaz altında sevdiklerine ulaşmaya çalıştı. O gün de aynı tablo karşıladı bizleri. Yani bu bir ilk değil, ama ne yazık ki hâlâ bir son da değil.
6.2 büyüklüğündeki bugünkü depremde iletişim altyapısı bu kadar kolay çöktüyse, olası büyük İstanbul depreminde neyle karşılaşacağız?
Uzmanlar yıllardır bu depremin 7’nin üzerinde olacağını söylüyor. Durum böyleyken, GSM operatörleri hâlâ bu yükü kaldıramıyorsa, esas felakette sistem tamamen devre dışı mı kalacak? O zaman sadece binalar mı yıkılacak, yoksa iletişimsizlik yüzünden umutlarımız da mı enkaz altında kalacak?
Devamlı artan fiyatlar, paketlere eklenen "katma değerli hizmetler", 5G vaatleri… Hepsi güzel. Ama bu hizmetlerin en temel işlevi, acil durumlarda çalışması değil mi? İletişimin en çok gerektiği anda yok oluşu insanların can güvenliğine karşı işlenmiş ciddi bir ihmaldir.
Bu saatten sonra "yoğunluktan dolayı hatlar kilitlendi" bahanesi kimseyi tatmin etmiyor. Çünkü biz bu yoğunluğun ne zaman geleceğini biliyoruz: her depremde, her afette, her kriz anında. Bilinmeyen değil, beklenen bir senaryoya karşı hazırlıksız olmak, affedilir bir şey değildir.
Reklam filmlerinizdeki "gelecek burada" sözleriyle değil, kriz anlarında göstereceğiniz dayanıklılıkla güven kazanın. Çünkü biz artık her ay farklı bahanelerle artan fatura değil, karşılık istiyoruz.