Ihlas Haber Ajansı tarafından
25 Aralık, 2024 16:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Cankurtaran Tüneli’nden ülke ekonomisine 6 yılda 2,5 milyarlık katkı

Artvin’in Hopa ve Borçka ilçeleri ortasında yer alan 1 Mart 2018 yılında periyodun Başbakanı Binali Yıldırım tarafından hizmete açılan ve 5 bin 228 metre uzunluğuyla Türkiye’nin en uzun ikinci çift tüplü tüneli olan Cankurtaran Tüneli, 6 yılda iktisada 2,5 milyar TL’lik katkı sağladı.
Karadeniz’i Doğu Anadolu’ya bağlayan bu stratejik geçit, yıllık 315 milyon TL vakit tasarrufu sağlarken, daha kısa uzaklık ve azalan yakıt tüketimi ile yakıttan da 103 milyon TL çıkar elde edilmesini mümkün kılıyor.
Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Bakan Abdulkadir Uraloğlu, tünelin sağladığı yıllık 418 milyon TL tasarrufun yanı sıra etrafa de kıymetli katkılar sunduğunu belirtti. Her yıl yaklaşık 8 bin ton karbon emisyonu azaltılarak etraf kirliliğinin önüne geçildiğini vurguladı.
Konuyla ilgili toplumsal medya hesabından paylaşım yapan Bakan Uraloğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Tünel sayesinde yıllık 315 milyon TL vakit, 103 milyon TL ise yakıt tasarrufu sağlanıyor. Karbon emisyonunu 8 bin ton azaltıyoruz. Milletimize olan sevdamız ile gece gündüz çalışarak yolları kısaltıyor, gönülleri birleştiriyoruz.”

Vatandaşlar memnun
Bölge halkı ve sürücü esnafı, Cankurtaran Tüneli’nin hayatlarını kolaylaştırdığına dikkat çekti. Yöre halkından Emin Üçüncü, “Bu tünel bizim için çok değerli. Bilhassa kış aylarında yaşadığımız sıkıntı sona erdi. Eski yol artık gezinti hedefli kullanılabiliyor. Borçka-Hopa ortasındaki ara kısaldı ve daha inançlı hale geldi” derken, Bülent Çelik ise “Kış aylarında büyük zorluk çekiyorduk. Bu proje bizim için çok pahalı. Devamını bekliyoruz” diye konuştu.
Erhan Sarı, “Hopa-Borçka ortasındaki tünel büyük bir yatırım oldu. Kışın Cankurtaran Dağı’nda yaşanan kazalar kıymetli ölçüde azaldı. Artık ulaşım daha kolay ve inançlı. Halk çok memnun” tabirlerini kullandı.
Borçka Şoförler Odası Başkanı Nusret Kambur, “Cankurtaran Tüneli, yıllarca karda uğraş ettiğimiz zorlukları ortadan kaldırdı. Fakat irtibat yollarımızın tamamlanmasını bekliyoruz” dedi.
Borçka Dolmuşçular Durağı Başkanı İsrafil Sarıoğlu da, “Tünel en çok dolmuşçu esnafının işini kolaylaştırdı. Evvelce kar yağınca Hopa’ya inmek saatler sürüyordu. Artık kısa müddette ilçeye varıyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz” diyerek memnuniyetini lisana getirdi.

blank
Fevzi Aydın tarafından
15 Nisan, 2025 13:28 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

AZ DA OLSA DEMOKRASİ…

Genel kabul gören tanımıyla demokrasi, "halkın halk tarafından halk için yönetimi.
Bu tanım, genel olarak benimsenmekle birlikte, çatışan iki demokrasi anlayışından "sosyalist demokrasi” olarak sunulan uygulama iflas ettiğine göre, geriye, demokrasi deyince, "liberal demokrasi" anlayışı kalmakta.
Demokrasi türleri ise; halkın doğrudan veya temsili olarak eşit şekilde katılımını sağlayan hükûmet biçimi ya da toplumsal yapılar.
Temel demokrasi kavramı, ülkelerin çeşitli etnik özelliklerine göre farklılık göstermekte.
Eğitim sistemi, laik, anti-laik, muhafazakâr, anti-muhafazakâr gibi eğilimler, toplumlarda kutuplaşma ve ayrıştırmaya yol açmakta.
Ülkelerde, eğitim sistemleri ve halkın eğitim durumları, toplumla birlikte, ülkelerin sosyo-ekonomik kalkınmalarında temel faktör olarak görülmekte.
Aynı zamanda ülke siyasetinin oluşmasında, eğitim sisteminin etkisi gözden uzak tutulmamalı.
Geçmişin demokrasi havarileri, küresel güçler, bugün otoriter ve radikal siyasetin pençesine düşmüş durumda.
Dünyadaki siyasi değişime Türkiye’de ayak uydurmuş durumda.
Bugün, ABD, Rusya, Çin, Avrupa Birliği, dünyayı yönetme savaşı veren ülkeler, otoriter ve radikal siyasetin pençesine düştü.
Geçtiğimiz yıl sonu yapılan seçimlerde, ABD’de ikinci dönemini kazanan Donald Trump, dünya siyasetine ekonomik tehdit, savaşan ülkelere şartlı destek, bazı ülkelere işgal tehdidi ile adeta dünyanın kimyasını bozdu.
İslam dünyasını hedef alarak İsrail’in arkasında, Filistin’i işgal ederek yayılmacı politika izleyen ABD; Trump ile birlikte bir adım daha atarak, Müslümanları Filistin’den atma peşinde…
Göreve gelir gelmez, Dünya Sağlık Örgütünden, iklim anlaşmasında ayrılan, Meksika Körfezinin ismini Amerika Körfezi olarak değiştiren, Rusya ile savaşan Ukrayna’ya desteği karşılığında, değerli madenlerini talep ederek ülke liderlerine gözdağı vermeye başladı…
Başlattığı ticaret savaşları ile dünya ekonomisini sarsan Trump, ek vergi, gümrük tarifesini yükseltti.
ABD’nin de üye olduğu NATO üyesi ülkeleri tehdit ederek, payların artırılmasını isteyerek, aksi halde güvenliklerinin sağlanamayacağı tehdidini savurdu.
Ülkeleri ve liderleri küçük gören Trump, ülkelerin stratejik ve ekonomik ihtiyaçlarını ABD’nin karşıladığı edasıyla, siyasi ve ekonomik terör estirmeye hız verdi.
Ekonomileri güçlü olan ülkelerin otoriterleşerek, gelişmekte olan ülkeleri tehdit etmeleri, demokrasinin değerini bir kez daha ortaya koymakta.
Demokrasiyi askıya alarak, otoriter veya radikal siyaseti düşünen liderler, halkın iktidardan uzak durmalarını hedeflemekte…
Ülkelerini nasıl bir bataklığa sürüklediklerinden habersiz, sözde küresel liderler, otoriter veya radikal siyasete geçiş yapmaya çalışarak, dünyayı kaosa sürüklemekte…
Demokrasiden vazgeçen ülkeler ve Dünya’yı kaosun beklediği unutulmamalı, Az da Olsa Demokrasi, bir tarafta kalmalı…
Düşünce ve görüşlerin ışık olması dileğiyle…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.