Yüce Atatürk, " Basın milletin ortak sesidir. Basın milleti aydınlatmada, muhtaç olduğu fikri vermede, başlı başına bir kuvvettir. Bir rehber, bir okuldur" diyor. Uzak öngörüsü ile de ekliyor. " Basın özgürlüğünden doğan sakıncaların giderilmesi de yine basın özgürlüğüdür" Karabük Basınının bu doğrultuda olmasının sevinci içinde bu yazıyı kaleme alıyorum. Bilindiği gibi bölgemizin Yenice'sinde altı yedi yıl önce çevre sorunları yaşandı. Bunlardan birisi Katı Atık Bertaraf Tesisi’nin Yenice Ormanları’nda kurulması diğeri de Şeker denilen doğa harikasına HES yapılmasıydı. Yenice, bu iki belayı Karabük Basını’nın korkunç desteğiyle alt etmesini başardı. Bir ağaç kesilmesin diye inşaatı kaydıran Atatürk'ün anlamlı davranışını Karabük Basını ağaçlar kesilmesin diye sonuna kadar savundu. Şimdilerde de bölgemizde, korkunç bir çevre sorunu yaşanıyor. Daha önce de yazdığımız gibi Gerede'deki sanayi bölgesindeki deri fabrikalarının ve diğer tesislerin atıkları akarsuya atılıyor. Köroğlu Dağları’ndan çıkan bu akarsu, Gerede, Çerkeş, Eskipazar, Karabük, Yenice, Gökçebey ve Çaycuma sınırlarından geçerek Filyos'ta denize dökülüyor. Kocaman bir coğrafya, çevre kirliliğiyle karşı karşıya. Su, toprak, hava kirliliği halk ve hayvan sağlığını tehdit ediyor. Tarımı olumsuz etkiliyor. Mehmet Emin Aslan önderliğinde duyarlı insanlar ve yurtsever grup, bu vahşete karşı bir platform çevresinde örgütlendiler. Adına da " Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu" dediler. Çeşitli etkinlikler ve eylemlerle soruna dikkat çekmek istiyorlar. Bıkmıyorlar, yılmıyorlar, oradan oraya koşuyorlar. Bakanlıklara, valiliklere, bürokrasiye gidiyorlar. Yazıyorlar, çiziyorlar. Köylüyle yan yana geliyorlar. Seslerini duyurmak için çalmadık kapı bırakmıyorlar. Olayı yerel ve ulusal basına da taşıyorlar. Geçtiğimiz cumartesi günü de Karabük Basını ile bir araya geldi, GEÇTAP Platformu. Olayı baştan sona görsellerle de destekleyerek anlattı ve basından destek istedi. Bu toplantıda, neler olup bittiğini tüm ayrıntılarıyla gazeteleremiz, internet sitelerimiz ve televizyonumuz verdiler. Biz, sadece çarpıcı bir örneği yazmakla yetineceğiz. Toplantıda, konuşan Gerede'nin Akçeşehir Köyü’nden Mustafa Halıcı, " Zehirleniyruz, sesimizi duyan yok. Tarım yapamıyoruz nefes almıyoruz, hayvan bakamıyoruz. Şu gördüğünüz şişenin kapağını açsam, kokudan duramazsınız. Biz, kafayı çizdik. Böyle giderse, Külliye önünde, kendimizi yakacağız." diyerek feryat etti. İşte Karabük Basını göğüs kabartacak bir şekilde bu etkinliği başından sonuna izledi. Kamu yararını ilgilendiren, halkı bilgilendirme sorumluluğunu tam anlamıyla yerine getirdi. Karabük Basını bu vahşet karşısında halktan yana saf tuttu. İsimlerini teker teker yazamıyoruz ama hepsini yürekten kutluyoruz. Karabük Basını candır dedik bu sorumlulukları üstlendikleri için.