BİZİ BU HALLERE POPÜLİST POLİTİKALAR GETİRDİ
MUSTAFA AKAY
Türkiye, bir adım ileri iki adı geri gitmekten ne yazık ki, kurtulamıyor. Bu da insanların gönencini etkiliyor ve yoksulluğu artırıyor. Sokağa çıkın insanların yüzüne bir bakın. Gülen, sayısı o denli az ki, insanların mutsuzlukları o saat belli oluyor.
Peki, neden böyle oluyor?
Çünkü, politikacılar insanları yalanlarla avutmaya çalışıyorlar.
Ülkeyi, olduğundan farklı anlatıyorlar.
Yani, bir anlamda popülist davranıyorlar.
Bu politikanın içinde yalan var, dolan var. Hamaset var, takiye var.
İnsanlara din satılarak, oy devşirme hesapları var.
Başta bulunanlar, hep iç politikaya yönelik uyduruk işlerle uğraşıyorlar.
Ekonomik olarak insanların rahatlatılabileceği hiçbir somut adım atılmıyor. Yıllarca, devlete ve millete hizmet ederken, kendi primlerini kendilerini ödeyen emeklilere, layık görülen ancak bir sefalet ücreti. Asgari ücretliye biçilen değer, birilerinin akşam yemeği bedeli kadar.
Çarşı pazar el yakarken, keyfi yerinde olanlar günlerini gün ediyorlar.
12 bin 500 lira maaş alıp, 15 bin lira ev kirası verme durumuna gelmiş insanlar.
Türkiye, tarımda, kendine yeten yedi ülkeden birisidir diye okullarda okutulmuştu. Şimdi, bu tersine döndü. Her şeyi dışarıdan alır duruma geldik. Tarımda, emekleyen Türkiye'nin dünya markası olacak hiçbir teknolojik atılımı bulunmuyor.
Elektrik ve elektronik ürünlerin tümünü dışarıdan alıyoruz. Bir satarken, bin almak ülkenin ekonomisini hep eksiye götürüyor. Ekonomi batma noktasına gelme durumunda. İnsanlar, sabah kalktıklarında dev zamlarla karşılaşıyorlar. Serbest kazık ekonomisi kuralları geçerli olmuş. Çarşıda pazarda, markette saatte bir fiyat değişimi oluyor. Akaryakıta gelen zamlar haliyle her şeyi etkiliyor. Piyasa denetimi denilen kavram şimdilerde unutulmuş gibi.
Siyasetçi ile seçmen arasındaki rüşvet ilişkisi de bu gidişi olumsuz etkiliyor.
Siyasetçi, seçmenin oyunu alabilmek için çeşitli vaatler bulunurken, seçmen de oyunun karşılığında çıkar beklentisi içine giriyor.
Tüm, bunların nedeni, gerçeklikten uzak popülist siyasettir.
İç politikada seçmenin gazını almak için popülist söylemleri yeğleyen, siyasetçiler, sadece bugünü düşünenler olarak tarihe geçeceklerdir. Bunlar, devlet adamı niteliğinden çok uzaktırlar. Çünkü, gerçek devlet adamı bugünü değil, gelecek kuşakları düşünendir.