Medical Park Karadeniz Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Enes Agah Kodalak, ‘annelik estetiği’ adı altında yapılan estetik operasyonları hakkında açıklamalarda bulundu.
Gebelikte vücutta birtakım değişikliklerin meydana geldiğini belirten Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Enes Agah Kodalak, “Doğum sonrasında meme ve karın ameliyatlarının yanı sıra, vücudun diğer bölgelerine yapılan liposakşın işlemleri, genital estetik işlemler ve cerrahi olmayan estetik işlemler de(mezoterapi, dolgu, botoks, lazer uygulamaları) annelik estetiği uygulamaları olarak değerlendirilebilir” dedi.
Gebelik ile başlayan süreçte kadın vücudunda birtakım değişikliklerin meydana geldiğini söyleyen Op. Dr. Kodalak, “Bebeğin anne karnında büyümesi ile doğuma yaklaştıkça bu değişiklikler kendini daha çok göstermektedir. Giderek artan kilo ve karın hacminin artması ile deride meydana gelen çatlaklar, meme hacminin büyümesi, meme başı etrafının koyulaşması, çapının artması, yüz bölgesinde lekelenmelerin meydana gelmesi gibi kalıcı da olabilen değişiklikler görülmektedir” diye konuştu.
“Kişinin yaşına ve cilt tipine göre değişebilir”
Doğum sonrası görülebilecek durumlardan bahseden Op. Dr. Kodalak, “Doğum sonrasında hızla karın hacmi azalır ve kişinin yaşına, cilt tipine, gebelik sürecinde aldığı kilo miktarına ve genetik yatkınlığına göre karın cildinin son hali kendini gösterir. Bu kimilerinde derin çatlaklar ile dolu sarkık bir karın görüntüsü kimilerinde ise hafif bir gevşeklik şeklinde kalabilmektedir. Yine doğum eğer sezaryen ameliyatı ile yapılmış ise alt karın bölgesindeki ameliyat izi üzerinden bir katlantı şeklinde deri sarkıklığı da görülebilmektedir. Karın kaslarının birbirinden ayrılması yani rektus diastazı dediğimiz durum da doğum sonrasında kalıcı olan karındaki bombe görüntünün ana sebeplerindendir. Bazı hastalarda bu duruma göbek fıtığı da eşlik edebilmektedir” şeklinde konuştu.
Memede oluşabilecek sarkmalara da değinen Op. Dr. Kodalak, “Emzirme sürecinin sonlanmasını takiben gebelikte giderek büyüyen, hacmi artmış memelerin daha sonra sönerek hacim ve esneklik kaybına uğraması, memenin içinin boşalarak sarkmasına neden olmaktadır. Gebelik öncesi döneme kıyasla bu deformasyonlar özellikle büyük meme dokusuna sahip kadınlarda rahatsız edici olabilmektedir” dedi.
Annelik Estetiğinde yapılanlar
‘Annelik estetiği’ adı altında yapılan operasyonları anlatan Op. Dr. Kodalak, şu bilgileri paylaştı:
“Doğumlar sonrasında deforme olmuş karın bölgesi için abdominoplasti ve liposakşın ameliyatı ile bel ve karın bölgesi şekillendirilmektedir. Göbek seviyesinin altında kalan, çatlaklardan zengin, sarkık cilt fazlalığı alınmakta ve ameliyat izi bikini bölgesi içinde bırakılmaktadır. Göbek deliğinin yeri yeniden oluşturulmaktadır. Ayrılmış olan kaslar bir araya getirilerek karındaki bombe görüntü giderilmekte daha düz bir hat elde edilmektedir. Ayrıca özellikle istenmeyen yağların en çok biriktiği bel yan kısımlarına ve genel olarak karın bölgesine aynı seansta liposakşın da uygulanarak bel kıvrım hatları daha belirgin hale getirilebilmektedir. İşlem sonrasında 2 ay korse kullanımı önerilmektedir. Lenfatik drenaj masajları ödem yönetimini ve iyileşmeyi hızlandırıcı olarak tavsiye edilmektedir.”
“Meme estetiği için ana olarak iki seçenek vardır”
Meme estetiği için emzirme döneminin sonlanmasını takiben 6 ay geçmesinin beklenilmesi gerektiğine dikkat çeken Op. Dr. Kodalak, “Bu süreçte gebelikte büyüyen ve genişleyen meme bezi dokusunun hacmi azalmakta, gebelik öncesi döneme yaklaşmaktadır. Artık cerrahi için hazır olan hastaların meme estetiği için iki seçeneği vardır. Birincisi sadece hastanın kendi dokuları ile yapılan meme dikleştirme ya da meme küçültme ameliyatları, diğeri ise hacim yetersizliği durumlarında meme implantı kullanılarak meme büyütme ya da meme büyütme- dikleştirme ameliyatlarıdır. Meme büyütme ameliyatlarında cerrahi izi meme alt katlantısında olurken; dikleştirme konsepti uygulanan ameliyatlarda ise meme areolası etrafında dairesel bir iz, buna ek olarak dik bir şekilde meme alt katlantısına uzanan bir iz ve sarkıklığı fazlaca olan memelerde alt katlantıda olan yatay bir iz eşlik edebilmektedir. Ameliyat sonrası 2 ay korse sütyen kullanımı önerilmektedir” ifadelerini kullandı.
“Yara izi yönetimi önemlidir”
Ameliyat sonrasında izler kalabileceğini dile getiren Op. Dr. Kodalak, “Cerrahide kesi yapılan her yerde iz kesinlikle kalır. Plastik cerrahlar olarak bizler bu kesi izlerini vücudun estetik ünitelerine uygun olarak gizler ya da tasarlarız. Mevcut izlerin en iyi şekilde iyileşmesi için bir dizi tedbir ve önerilerimiz olmaktadır. Silikon bantlar, yara izi kremleri, masaj uygulamaları, güneş maruziyetinden korunmak, sigara kullanmamak gibi unsurlar tercih edilebilir. Annelik estetiği adı altında meme ve karın ameliyatlarına ek olarak vücudun diğer bölgelerine yapılan liposakşın işlemleri, genital estetik işlemler, cerrahi olmayan estetik işlemler (mezoterapi, dolgu, botoks, lazer uygulamaları) de dahil edilebilir” dedi.