blank
Fikret Gökçe tarafından
14 Ocak, 2024 13:46 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:10
A+ A-

AYNI SUDA İKİ (ÜÇ) KEZ YIKANILMAZ DERLERDİ…

“ŞEHİTLERİMİZE İÇİM YANIYOR” 11 Ocak Perşembe günü gazeteler yazmıştı. ABD merkezli Global Fire Power’ın yayınladığı, “Dünyanın En Güçlü Orduları 2024” listesinde Türk Ordusu 8. sıradaymış. Bir yıl önce 11. sırada bulunan ve 3 sıra birden yükselen  Türkiye bu listede ABD, Rusya, Çin, Hindistan, Güney Kore, İngiltere ve Japonya’dan sonra yer alıyor.   20 gün önce verdiğimiz 12 şehidimizin acısı yüreklerimizi yakmaya devam ederken, bu haberin yayınından bir gün sonra sanki alay edercesine Irak’ın kuzeyinde 9 askerimizin daha şehit olmasının yarattığı şaşkınlık ve şok etkisi bütün ülkeyi yasa boğdu.   23 ve 24 Aralık günleri aynı yerde ard arda altışar şehit verdiğimiz gün yazmıştım.   "LAMI CİMİ YOK, YETER ARTIK… Kapatın Kürecik’i, Kapatın İncirlik’i., Yıllardır her şehidimizin ardından 'Kanı yerde kalmayacak' nutuklarının yerine, dünya barışının baş teröristi, milyonlarca insanın katili Amerika’ya 'bu intikam böyle alınacak' desenize…"   Yine aynı yerde dün dokuz canımızı kaybettikten sonra televizyonlarda şehit haberlerinin altında Milli Savunma Bakanlığı açıklaması yer alıyordu. “20 terörist etkisiz hale getirildi. 29 hedef vuruldu” …   Bu açıklama bizim acımızı dindirmiyor, öfkemizi azaltmıyor. Şehitlerimiz nerede, onları geri getirebiliyor musunuz, madem bu hedefleri biliyordunuz önceden niye vurmadınız, niçin imha etmediniz ?   Aynı suda iki kez yıkanılmaz şeklinde bir atasözümüz vardı bizim, son yıllarda değişen, yitirdiğimiz kültürümüz, öz değerlerimiz, gelenek ve göreneklerimiz gibi atasözlerimizde mi mutasyona uğradı ? Üç kez aynı yerde baskın yenir mi, bu hata yapılır mı?   17 Nisan 2022’de başlayan, “Pençe Kilit” adı verilen bu operasyonda 23 Aralık 2023’e kadar, 1 Binbaşı, 4 Üsteğmen, 9 Teğmen, 9 Astsubay, 63 Uzman Çavuş, 31 Sözleşmeli Er, 8 Korucu olmak üzere, son üç olaydaki kayıplarımız dışında toplam 125 güvenlik görevlimiz şehit olmuş.   21 ayda yaşadığımız bunca acının karşılığında elde edilen kazanım nedir, terör önlenmiş, bitirilmiş midir ? Bataklığı kurutmadıktan sonra “ şu kadar terörist etkisiz hale getirildi “ demek başarı mıdır ? Bana ne emperyalizmin maşası teröristlerin öldürülmesinden, ben gariban çocuklarımıza, canlarımıza yanıyorum.   Birkaç yıl öncesine kadar “GÜÇLÜ ORDU, GÜÇLÜ TÜRKİYE “ diye bir slogan vardı. Genelkurmay Başkanlığı güney nizamiyesi duvarında büyük harflerle yazılıydı. Etimesgut’taki Zırhlı Birlikler Eğitim ve Tümen Komutanlığı eğitim alanındaki tepeciklerde de yazılı olan bu sloganı İnönü Bulvarı’ndan (Eskişehir Yolu ) geçenlerin tümü görüyordu. Sonra birden TC gibi, “Ne Mutlu Türküm Diyene” gibi silindi, kayboldu.   Hani güçlü orduya sahiptik. Böyle acemilik, böyle hata yapılır mı ?  Her an sızma ve saldırıya açık bir yerde geçici üs kurulur mu ? Basit askerlik kurallarından uzak bu kararları kimler veriyor ? Eğirdir’de, Bolu’da, Foça’da, Kayseri’de her türlü arazi ve iklim koşullarında, savaş şartlarında tek başına hayatta kalma eğitimi alan askerlerimiz nerede ?  Ordumuza kurulan kumpasların devam eden bir sonucu mu bu ?   Balyoz Davası’ndan 18 yıla mahkum olan Zonguldaklı hemşehrim, Emekli Jandarma Kurmay Albay Mustafa ÖNSEL “Ağacın Kurdu” isimli kitabında “TSK’de Şakirtlerin İşgali mi” diye soruyor ve hain FETÖ’nün ordumuza nasıl sızdığını çarpıcı örnekleriyle anlatıyor. “Harbiye’de Nurcular, Senin Dini Duyguların Zayıf, TSK’nin Akıllı Adama İhtiyacı Yok, Sen Bir Poşetsin Biliyor musun, Seni Bu Şişenin Üstüne Oturtacağım” başlıklarıyla Atatürkçü Harp Okulu öğrencilerinin çeşitli işkencelerden geçirilerek nasıl elendiklerini, Fethullahçı askeri doktorlar ve yargıçların TSK içinde nasıl yapılandıklarını okuyunca dehşete kapılıyorsunuz.   Hakkında doğru dürüst bir işlem yapılmadan emekli edilen “Cübbeli Amiral” gibi, Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım’da Atatürk kokartı takmayı reddeden teğmenler gibi ordumuz içinde hala bu tipler bulunuyor ve bu kararları onlar veriyorsa çok yazık…   2 bin 200 yıllık geçmişi olan Türk Ordusu’nun şanlı üniformasını Piyade Takım Komutanı olarak Kıbrıs Barış Harekatı’nda şerefle giymiş ve gazi olmuş bir kişi olarak yaşanan bu acılardan büyük elem duyuyor ve şehitlerimizi rahmetle anıyor, saygıyla selamlıyorum.   Ve içimi yakan bu olaylara karşın bugünün yazısını Harbiye  marşının “KANLA İRFANLA KURDUK BİZ BU CUMHURİYETİ, CEHENNEMLER KUDURSA ÖLMEZ NİGAHBANIYIZ “ mısraıyla sonlandırıyorum.   Fikret GÖKÇE Kıbrıs Gazisi-Mak. Müh.