blank
Mustafa AKAY tarafından
19 Kasım, 2023 15:27 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:10
A+ A-

KÖYDEN KENTE, CUMHURİYET

Denir ki, "Cumhuriyet Mucizedir"... Gerçekten de öyledir. Çok kısa süre içinde bataklıktan bir ülkeyi alıp, düzlüğe çıkarmış, karanlıklardan kurtarıp aydınlığa taşımıştır Cumhuriyet. Yüzyıllar boyunca insan yerine konulmayıp, ezildikçe ezilen Türk'ü onuruna kavuşturmuş bir düzenin adıdır. Tam bağımsızlık ülküsünü ekonomik yaşama da taşımak için dünyada eşi benzeri görülmeyen bir sistemle kalkınmayı başlatan ve hızlandıran aklın adıdır. Şimdilerde serbest piyasa ekonomisi adı altında, kazığın her türlüsünü yiyen Türk Halkını korumak ve kollamak için geliştirilen karma ekonomi ile fiyat dengelemesini sağlayan ve insanların gönencini yükseltmek düşüncesiyle istihdama ve sanayileşmeye yönelişin örneğidir. 12 Ocak kararlarından sonra tu kaka yapılan KİT'lerin daha sonraki yıllarda işlevsiz bırakılmasının acısını çekmektedir bugün Türkiye... Özel sektörün gitmediği kırsallarda devasa tesisler kuran KİT'ler, özelleştirme modasının yaygınlaştırılmasıyla,  birer birer gözden çıkarılmışlar ve işlevsiz bırakılmışlardır. Oysa, KİT'ler Türk sanayi hamlesinin motoru olmuşlardır. Yakın çevremize baktığımızda bunların örneklerini görürüz. Zonguldak, Bartın, Bolu, Kastamonu üç saat ötemizde Kırıkkale ve de Karabük, en bariz örneklerdir. Bu kentler bugünkü durumlarını KİT'ler sayesinde elde etmişlerdir. 1940'lı yıllarda Fransızlardan alınan madenlerin EKİ adı altında, tüm Türkiye'nin kalkınmasındaki payını yadsıyamayız. Diğer illerde, yapılan küçük ölçekli devlet yatırımlarının yanında, devasa tesislerin kurulduğu Kırıkkale ve Karabük   ülkedeki karma ekonominin örneklerindendir. 1925 yılında 12 haneli olan Kırıkköy, Top ve Mühimmat Fabrikası'nın kurulmasıyla Kırıkkale adını almış ve bugün il konumuna yükselmiştir. Kırıkkale'yi Kırıkkale yapan Cumhuriyet'tir. Kırıkkale, Türkiye'nin ilk sanayi kenti olmuştur böylece... Karabük'ün gelişimi de buna benzer... Safranbolu'nun Öğlebeli köyünün 13 haneli Bük mahallesi, bugün dev bir tesise ev sahipliği yapmaktadır. 1930'lıllarda demiryolu Karabük'ün çehresini değiştirmeye başlamıştır. 1937 yılında İsmet İnönü'nün attığı temelle kurulan Demir Çelik ise Karabük'ün kaderini değiştirmiştir. 1939'da belediyesini kuran, 1941'de nahiye yapılan, 1953'te ilçe olan Karabük, bugün artık bir il merkezidir. Sıfırdan kurulan Karabük, fabrikasının özelleştirilmesiyle yeniden çoraklaşmaya başlamıştır.  Yıllarca, yurdun dört bir yanından göç alan Karabük artık göç verir duruma gelmiştir. Eğitimliler şehirden kopmuşlar, işsizler ekmek peşine gurbete çıkmışlardır. Her alanda, artık Karabük'ün tadı tuzu kalmamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan yatırımlara yeni yatırımlar eklenmediği için şehir belirgin bir gerileme içindedir. Demir Çelik'in yan sanayisi denilen haddanelerde yapılan üretimde de azalmalar görülmektedir. Karabük'te sermayeye düzen İstanbul'a, Tekirdağ'a, Bursa'ya gitmektedir. Karabüklü lük ruhu giderek körelmektedir. Ve, kimse de çıkıp, "ne olacak bu Karabük'ün hali" dememektedir.