blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
19 Ekim, 2023 20:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Alt çenesi yok, dişleri üst damağında: Ameliyat için yardım bekliyor

Samsun’da alt çenesi olmayan, tüm dişleri üst damağında olan lise öğrencisi ameliyat için yardım bekliyor.
Samsun’un Bafra ilçesinde ikamet eden 11. sınıf öğrencisi 17 yaşındaki Yaşar Hüseyin Köksalan, doğuştan birtakım sakatlıklarla dünyaya geldi. Kalça kırığı ve elinde kemik bozuklukları olan Yaşar’ın asıl sıkıntısı ise yüz bölgesinde. Doğuştan alt çenesi olmayan Yaşar’ın ağzındaki dişler üst damağında toplanmış durumda. Çiğneme işlemi yapamayan Yaşar, tanesi 60 TL’den günde 7 adet mama ile beslenirken, sigortalı bir işi olmayan baba Mürsel Köksalan, oğlunun ameliyatını gerçekleştiremiyor. Samsun’da gerçekleştirilen çene operasyonlarından sonuç alamayan aile, sigortaları olsa bile asıl ameliyatın parasının yarısının devlet tarafından karşılandığını, Ankara Hacettepe’de yapılacak operasyon için maddi güçlerinin yetmediğini belirterek yetkililerden yardım istedi.

“Ağzım iyileşirse tüm yemeklerden denemek istiyorum”
Doğduğundan beri yemek tadamadığını ve normal insanlar gibi yaşamak istediğini ifade eden lise 3. sınıf öğrencisi Yaşar Hüseyin Köksalan, “Tedavi olmak istiyorum. Yardım eden olursa şimdiden Allah razı olsun. Bu hayatta en çok istediğim şey; herkes gibi ağzımın iyi olmasını ve yemek yiyebilmek. Burada birkaç ameliyat denemesi yaptık olmadı. Doktorlar Ankara Hacettepe’de bu ameliyatın yapılabileceğini söyledi. Çenem nedeni ile kolay bir hayat geçiremiyorum. Gün içinde okula gidip geliyorum, idare etmeye çalışıyorum. Eğer ağzım iyileşirse tüm yemekleri denemek istiyorum. Her şeyi yemek istiyorum. İnşallah sesimi duyan ve yardımcı olan çıkar. Şu anda bilişim okuyorum. İleride de inşallah bilgisayar üzerine bir meslek sahibi olurum. Yazılım ve siber alanlarına da ilgi duyuyorum” dedi.

“Özel mama ile beslenen oğlumun boğazından sıcak yemek harici bir şey geçmiyor”
Maddi imkansızlıklar nedeniyle oğlunun ameliyatını yaptıramadığını dile getiren baba Mürsel Köksalan, “Maddi durumum olmadığı için çocuğumun ameliyatını yaptıramadım. Birkaç ameliyat yaptırdık ama esas büyük ameliyata durumum yetmediği için giremedik. Devlet ameliyat masrafının tamamını karşılamıyor. Sigortam olursa bize ameliyatın yarısının devlet tarafından karşılanacağı belirtildi. Oğlum doğduğundan beri yemek yiyemiyor. Özel mama ile beslenen oğlumun boğazından sıcak yemek harici bir şey geçmiyor. Zaten çocuğumun dişlerinin yapısından da bir şey yemeye uygun olmadığı görünüyor. Çocuğumun bu durumdan kurtulmasında kimin emeği geçerse Allah şimdiden onlardan razı olsun. Maddi durumum yok. 6-7 aydır işsizdim. 1 aydır çalışmaya başladım” diye konuştu.
Baba Mürsel Köksalan, oğlunun tanesi 60 TL olan sıvı mamadan günde 7 adet tükettiğini, en önemli sağlık sorunu olarak ağzını gördüklerinden vücudundaki diğer sakatlıkları ise gösteremediklerini belirterek, yardım talebinde bulundu.
Normal bir görünüm ve yemek yeme isteği ile yaşama tutunan Yaşar Hüseyin Köksalan ise lise 2. sınıfı teşekkür ve onur belgesi ile geçtiğini, ileride yazılım ve siber ile alakalı bir bölümde çalışmak için çaba sarf ettiğini ifade etti.

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?
blank
İlyas Erbay tarafından
22 Aralık, 2024 14:39 tarihinde yayınlandı
A+ A-

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?

Ülkemiz küresel, fırsatçı vampirler tarafından sömürüldüğü sürece, ekonomide düzelme beklemek saflık olur. Sadece küresel vampirler değil, kanımızı emen, aç gözlü aşağılık vampirlerden kendi içimizde de var. Hem içeriden hemde dışarıdan sürekli sömürülüyoruz. Ne pahasına olursa olsun bu sömürü düzeninden kurtulmak zorundayız. Ülkenin bu sarmaldan bir an evvel çıkması gerekiyor.

Değerli okuyucularım, ülkemizin küresel para baronları ve büyük sermaye sahipleri tarafından yıllardır nasıl sömürüldüğünü 2 yıl önce kaleme aldığım bir makalemde o günün rakamlarıyla basitçe anlatmıştım. Şimdi, güncel rakamlarla, herkesin anlayabileceği bir şekilde bir kez daha bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Konunun daha iyi anlaşılması için, öncelikle, şu iki soruyu tekrar soralım.

1.) Bu kadar büyük parayı, daha doğrusu vurgunu dünyanın hangi ülkesinde yapabilir siniz?

2.) Bu para kimden çıkıyor?

Dolar düşüyor, ekonomi uçuyor! Dolar yükseliyor, ekonomi batıyor!
Öyle mi acaba? Buyrun bakalım! Yükselse de, düşse de birileri sürekli kazanıyor, kaybeden hep ülkemiz!

Düşük kur, yüksek faiz/Yüksek kur, düşük faiz! Yıllardır bu ikisi arasında gidip geliyoruz. Birilerinin işine gelen de işte bu!
Her ikisinin de düşük olması için üretime dayalı güçlü bir ekonomiye sahip olmak gerekiyor. Bu dalgalanma devam ettiği sürece güçlü bir ekonomiden söz edemezsiniz.

İçimizdeki ve dışarıdaki para baronları sürekli pusudalar. Bekledikleri fırsat ortamı; doların tavan yapmasıyla yine oluşmaya başladı. Eee, ne demişler? “Bekleyen derviş muradına erermiş”
1 dolar şu anda 35 ₺ Muhtemelen, harekete geçmek için biraz daha yükselmesini bekleyecekler. Aslında beklemelerine de gerek yok. 35₺ iyi bir rakam.

Biz doların 40₺ TL. olduğunu varsayalım. 100 milyon doları olan bir küresel yatırımcıyı örnek alalım. ( bu içimizdeki para babalarından biri de olabilir) Bunlar bu gün itibariyle, dolarlarını bozdurduklarında, karşılığında; 100 milyon dolar x 40=4 milyar TL elde edecekler. Malûm, şu anda TL mevduat faizleri % 50 seviyelerinde. Bizim yatırımcı, daha doğrusu fırsatçı vampir 100 milyon dolarını bozdurarak aldığı 4 milyar lirayı % 50 den, TL. mevduat faizine bağladığında, 6 ay sonra 1 milyar TL. faiz geliri elde edecek ve parası 5 milyar TL. olacak. Oyununun 2. perdesi işte tamda burada başlıyor. 5 milyar TL yi tekrar dolara çevirip karşılığında 125 milyon dolar alacak. Yani 100 milyon doları 6 ayda 125 milyon dolar olacak. 100 milyon doları kendi ülkesinde faize koysaydı, 6 aydaki getiri 2 milyon dolar civarında olacaktı.
Bizde ne oldu? 25 milyon dolar.
Belki farkettiniz. 6 aylık sürede doları TL karşısında sabit tuttum. Biraz yükseldiğini, 45 ₺ olduğunu varsaysak bile arada uçurum var! 100 milyon doları olmayan biri de ülkesinde %4 -%5 faizle bu parayı temin edip bu büyük fırsattan yararlanabilir. Ülkemizdeki elde ettiği 125 milyon dolardan çektiği kredinin 6 aylık faizi olan 2 milyon doları ve ana parayı aldığı bankaya ödediğinde, cebine en az 22-23 milyon dolar kalır ki, 6 ayda çok büyük getiri.

Ülkemizdeki bu fırsat ortamı küresel para baronlarının iştahını kabarttığı için, zaman zaman hızlı bir şekilde ülkeye çok yüksek miktarda sıcak para girişi oluyor. Ekonomide, sıcak paraya bağlı, suni, geçici bir canlanma hemen kendini gösteriyor. Yalaka basın her zaman olduğu gibi yine “Ekonomide bahar havası” manşetleri atıyor.

100 milyon dolara dünyanın neresinde; bu kadar kolay, bu kadar kısa sürede, 25 milyon dolar getiri elde edebilirsiniz? Böylesine büyük bir vurgunu yapabileceğiniz tek bir ülke var. TÜRKİYE
Örneği 100 milyon dolar üzerinden verdim. Aslında rakam korkunç boyutlarda.

Bu faiz kur oyunu; yıllardır bu şekilde oynanıyor. Küresel para baronları ile birlikte içimizdeki para babaları sürekli kanımızı emiyor. Olan zavallı Türk halkına oluyor! Zaman zaman notlar alırım. Arşivlerime baktım. Aynı oyun; 2020 yılında da oynanmış. doların tavan yaptığı Kasım 2020 de. 1 $ = 8.567₺ yi görmüş. O zamanda bu küresel vampirler ülkemize çökmüşler. 4 ay sonra dolar 6.95 TL ye düş(ürül)müş. Ülkenin milyarlarca doları yine bunların cebine akmış!

Bu şekilde gelen yabancı sermayenin faydadan çok zararı vardır. Yabancı sermayeyi, yatırım amaçlı, istihdam yaratacak şekilde çekebilirsek ancak o zaman ülkeye bir faydası olur.

İşin özeti şu; bu bir kısır döngü. dolar yakında tekrar düşecek, sonra tekrar yükselecek. Faiz / kur karşılıklı oyna(tıl)maya devam edecek. Küresel vampirler ( içimizdeki para babası vampirler de dahil ) kanımızı emmeye devam edecekler. Tam bir win win durumu ! Şimdi yukarıda sorduğum iki soruyu tekrar okuyun ve yanıt verin. Bunu hangi akıl, vicdan kaldırabilir? Bu ülkenin bir vatandaşı olarak bunu hazmedemiyorum, öfke doluyum. Ülkemizin sömürülmesine neden olan, bu fırsat ortamını yaratan; küresel oyun kuruculara ve içimizdeki işbirlikçilerine söyleyecek söz bulamıyorum!

Ekonomist değilim, bunları görmek için ekonomist olmaya da gerek yok. Haddim olmayarak alanlarına girdim kusuruma bakmasınlar!
Aslında, biraz sorgulamak, araştırmak yeterli. Araştırmadan, sorgulamadan ekonomi iyi, dolar düşüyor. Aaa dolar yükseliyor batıyoruz diye düşünenlere; ülkemizin nasıl sömürüldüğünü umarım anlatabilmişimdir.

Mehmet gider, Ahmet gelir. Hafize gider, Pakize gelir, bu döngü bitmez! Bu acımasız kısır döngüden, bu girdaptan kurtulmanın tek bir yolu var. ÜRETMEK. Aksi halde kurtlar sofrasında yem olmaya devam ederiz.

İlyas Erbay

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.