Filistinli alim Şeyh İkrime Sabri anlatıyor; “1982 yılında vefatına kadar Kudüs’ü terk etmeyerek Mescid-i Aksa’daki nöbetini sürdüren onbaşı Hasan, İngilizlere yenilen Osmanlı Ordusu çekilirken yağmalamayı önlemek için burada bırakılan 53 Türk askerinden biriydi. Ölene kadar sabah mescide ilk gelen kişiydi, yatsı namazından sonra da en son ayrılan O’ydu. Harem-i Şerif’in kuzeyinden Kubbetü’s Sahra’ya çıkan merdivenlerin başında akşama kadar bekliyordu.” Bahriye Nazırı Cemal Paşa’nın komutasındaki 4. Ordu Mısır’ı işgal eden İngilizlerin Süveyş’i geçerek doğuya, Filistin’e ilerlemesini önlemek için 1916 yılında İkinci Kanal Harekatı’nı başlatmıştı. İngilizler kıyı boyunca döşedikleri demiryolu hattı üzerine yerleştirdikleri hareketli makinalı tüfeklerle sacdan yapılmış botlarla kanalı geçmeye çalışan Osmanlı askerlerinin birçoğunu şehit etmiş, kalanları da esir almıştı. Ağustos ayının sonlarına doğru İkinci Kanal Harekatı’da başarısızlıkla sonuçlanmış ve yenilen Osmanlı Ordusu çekilmeye başlamıştı. Bu sırada Osmanlı Sultanı’nın cihad çağrısına uymayan Mekke Şerifi Hüseyin İngilizlerin safına geçmiş ve Arap isyanını başlatmıştı. Çok kayıp veren ve dağılan 4. Ordu’dan kalanları kendisinin komuta ettiği 7. Ordu’ya katan Mustafa KEMAL Paşa başarılı bir çekilmeyle kuvvetlerini Şam’da toplayarak savunma cephesi oluşturmuştu. Bu gelişmeler yaşanırken İngilizler Kudüs’ü işgal etti. Kudüs terk edilirken burada bırakılan ve 1972 yılında hala nöbetine devam eden 53 Türk askerinden hayatta kalan tek kişi, 4. Ordu, 20. Kolordu, 36. Tabur, 8. Bölük, 11. Ağır Makinalı Tüfek Takım Komutanı olan 90 yaşlarındaki Hasan Onbaşı 1972 yılında resmi bir heyetle Kudüs'e giden gazeteci İlhan BARDAKÇI’ya ilginç yaşamını şöyle anlatıyordu: “İngiliz kanalda bizi yendi, sonra da Kudüs’e dayanarak şehri işgal etti. Biz 53 nefer artçı birlik olarak burada bırakıldık. Mondros Mütarekesi’nden sonra ordumuz terhis edildi. Başımızdaki kolağası:beni İstanbul’a çağırıyorlar, gitmesem emre itaatsizlik olur, isteyen memleketine dönebilir, ama sizden tek bir ricam var, Kudüs bize devletimizin yadigarıdır, siz burada nöbetinizi sürdürün, siz de giderseniz bu gavura bayramdır, devletimizin şanını ayaklar altına aldırmayın dedi. Birliğimiz burada kaldı ama yıllar arkadaşlarımı teker teker aldı, bir ben kaldım burada”… İşte üzerindeki yamaları bile yamalı eski asker üniformalı bu gazi, kutsal bir görev saydığı nöbetini tam 64 yıl tuttu ve 1982 yılında vefat etti. İHH İnsani Yardım Vakfı, 2017 yılında Gazze’de inşa ettiği camiye Onbaşı Hasan’ın adını verdi. İste, gazilik bunun için çok önemli bir kişiliktir. Gazi bu kişiliği özenle korumak, aldığı görev ve sorumluluğu ve de saygıya yaşamı boyunca onurla taşımak zorundadır. GAZİLER GÜNÜ 13 Eylül 1921 Türk Milleti’nin kaderini değiştiren önemli tarihsel bır dönüm noktasıdır. 22 gün ve gece devam eden Sakarya Savaşı bu tarihte zaferle sonuçlanmış ve 1683 İkinci Viyana Kuşatması’ndan bu yana hep kaybeden Yüce Ulusumuz yeniden şahlanarak tarihe yeni bir sayfa açmıştır. Ulusal Kurtluş Savaşımızın en önemli zaferlerinden biri olan Sakarya Savaşı’nın kazanılmasından sonra 14/15 Eylül gecesi Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ile Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa Edirne ve Kozan Milletvekilleri sıfatıyla Büyük Millet Meclisi Reisliği’ne şu telgrafı gönderdiler: “ Bizzat muhabere meydanındaki tedabiriyle muzafferiyetin amil ve müessiri olmuş olan Başkumandan Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine müşirlik rütbesi ve gazilik ünvanı tevcihini teklif ve istirham ederiz. Büyük Millet Meclisi’nin bu teveccühünün milletimiz tarafından dorudan doğruya bütün orduya müteveccih bir eseri takdir ve taltif olacağı kanaatinde bulunduğumuzu arz eyleriz. “ Bunun üzerine BMM 19 Eylül 1921 günü çıkardığı bir kanunla Mustafa Kemal Paşa’ya gazilik ünvanı ve müşirlik rütbesi verdi. GAZİLİK TÜRK VATANSEVERLİĞİNİN, TÜRK KAHRAMANLIĞININ, TÜRK FEDAKARLIĞININ DESTANIDIR. GAZİLİK İSE; BU DESTANI YAZAN KAHRAMANIN ADIDIR. ŞEHİT NURLANMIŞ, GAZİ ONURLANMIŞ ASKERDİR. Tüm şehitlerimizi ve yaşama veda etmiş gazilerimizi rahmetle anarken, hayatta olan gazilerimize sağlıklı uzun ömürler diliyorum. 19 EYLÜL GAZİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN. Fikret GÖKÇE Kıbrıs Gazisi-Makine Mühendisi Kaynakça : İlhan BARDAKÇI ve Turgut Alp BOYRAZ yazıları