Geçtiğimiz günlerde Birlik Medya ekranlarında yayına başlayan Gün Ortası programında Hakan Tuçer’in konuğu Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili’nin “Gazetecilik Lekeleniyor” başlığı altındaki açıklamaları gündemdeki tazeliğini korurken; Yine gazeteci büyüğüm İlhan Alpboğa’nın kaleminden dökülen “Şantajcı Ortaya Çıkartılmalı” başlıklı yazısı aslında yıllardır bilinen ama bilinen gerçeklerin satırlara dökülmediği bu şehrin tacizci, hırsız ve şantajcı gazeteciler gerçeğini net bir şekilde ortaya çıkarıyor. Tam da Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili’nin ifade ettiği lekelenmiş gazetecilik mesleği hakkında bir şeyler yazmak istedim ki, bu duruma neresinden bakarsanız bakın, yıllardır çözümü olmayan iki ucu boklu değnek misali karşımızda dikiliyor. Yayınlanan yalan yanlış haberlerde toplum üzerinde baskı kurarak algı oluşturmak, attıkları iftira ve tehditleri haber süsü vererek insanları inandırmak! Safsatasıyla kurumlar üzerinde “Tehdit” oluşturmak. Mesleği sadece “Şantaj ve Tehdit” unsuru olarak kullanan bu kişilere en büyük maddi desteği Karabük’te kim ya da kimler sağlıyor...? Bu suç mihraklarını besleyen Kurumlar, siyasi partiler, iş insanları ya da adı her neyse bu namlu bir gün size de dönecektir. Bunu asla unutmayın..! Aslında sorgulanması gereken konu budur. Karabük Valisi Sayın Mustafa Yavuz; sessizliğiniz bugün sizden öncekilere yapılanlar yarın size yapılmayacak anlamına gelmeyecek. Bu duruma izin vermeyin… Gazeteci İlhan Alpboğa’nın 4 Eylül 2023 tarihinde “Şantajcılar Ortaya Çıkarılmalı” başlığı altında kaleme aldığı yazıdan bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum. “Şüphelinin tutuklu olduğu sürede avukatının yaptığı açıklamanın bir bölümünde; “Başlatılan soruşturma işlemleri ile alakalı olarak toplanan ve hukuka uygun olmadığı kanaatinde olduğumuz telefon dinleme kayıtları işbu tutuklama kararına gerekçe yapılmıştır. Karabük halkının da yakından tanıdığı Hakkı Türkmen’e isnat edilen suçun detayları daha önce ilimiz basını tarafından yapılan haberler ile kamuoyu ile paylaşılmıştır. Suçlamanın niteliğine bakıldığında herhangi bir siyasi ve kamu gücü bulunmayan 72 yaşındaki bir şahıs tarafından gerçekleştirebilmesinin mümkün olmadığı tüm kamuoyunun malumudur.” Diyor ki avukat; “Bu adamın bu dolandırıcılığı yapacak siyasi ve kamu gücü yok.” Ortada 72 yaşında mağdur, H.T’nin evinde yapılan aramada diploma fotokopileri kimlik bilgileri vesaireler var. Bu adam bu işleri yaptı ise arkasındaki güç kimdir? Varsa böyle bir güç, ona yol veren siyasi erk bu işin neresindedir?” Ne acıdır ki; “Nitelikli Dolandırıcılık” suçlaması ile cezaevinde bulunduğu süre içinde avukatının savunması da oldukça ilginç ve de oldukça düşündürücü… Herkesin gözden kaçırdığı ya da kaleme dökmek istemediği konu aslında bir suç duyurusu olarak da kabul edilmedi diye düşünüyorum. Kim bu tacizci, hırsız ve şantajcılar..? Kalın sağlıcakla…