Sayın Cumhurbaşkanı 21 Ocak 2023 günü partisinin grup toplantısında “ Yeter Söz Milletindir “ diyerek seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılacağını açıklıyor ve 14 Mayıs 1950’de iktidar olan Demokrat Parti’yle benzerliklerini vurguluyordu. Ancak Dokuz Eylül Üniversitesi’nden tarihçi Prof. Dr. Hakkı UYAR bu slogan, 21 yıl iktidar olan bir partinin değil muhalefetin söyleyeceği bir söz olmalı diyordu. Zaten iktidar olduktan bir süre sonra, 16 Mayıs 2003’te AKP’nin Antalya’da yaptığı istişare toplantısında “ Biz Demokrat Parti’nin devamıyız ” derken de bu benzerliği ilk defa dile getiriyor, daha sonraki konuşmalarında da bunu sıkça tekrarlıyordu Aslında Yeter Söz Milletindir sloganı 14 Mayıs 1950’de değil, 21 Temmuz 1946’da yapılan ilk çok partili seçimden önce üretilmiş, afişleri 8 Temmuz 1946’da bastırılmıştı. Biz bugün yazımıza Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu benzetmelerini doğrulayan başka hatırlatmalar yaparak başlayacağız. Kahramanmaraş merkezli büyük depremden üç gün önce, Sayın Cumhurbaşkanı Nazilli'de yaptığı konuşmada " 14 Mayıs'ta bunlara öyle bir çakalım ki, bir daha bellerini doğrultamasınlar "demişti. Bu tür söylemleri seven Erdoğan 2 Mayıs’ta Konya mitinginde de “ 14 Mayıs’ta bunları mezara gömmeye var mıyız? “ diye halka soruyordu. TIPKISININ AYNISI -2 Adnan MENDERES’te iktidarı döneminde muhaliflerine karşı sert bir uslup kullanıyor, özellikle CHP Genel Başkanı İsmet İNÖNÜ’yü hedef alıyordu. İsmet Paşa çok nankörlükler gördü, iftiralara, saldırılara maruz kaldı. Hala devam eden bu tavırların diğer bir hedefi de Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olduğu halde amaçlarını İsmet Paşa ile kamufle ederek saldırı ve iftiralarına devam ediyorlar. Öldürmeye kalktılar, suikast düzenlemek istediler, Kayseri’ye giderken bindiği treni Himmetdede İstasyonu’nda durdurup indirmek istediler, 1959’da Necip Fazıl KISAKÜREK’in çıkardığı Büyük Doğu Dergisi’nde “ GÜNÜ GELDİ” başlıklı yazıda İsmet İnönü için, kefen giyeceği günün geldiği anlatılıyor ve hedef gösteriliyordu 1959’da Yunan işgal ve zulmünden kurtardığı Uşak’ta taşlanmış, başından yaralanmıştı. Aynı yıl İstanbul Topkapı’da linç edilmek istendi. “O, İstiklal Savaşı’na katılmadı, kümeste saklandı” dediler. “Faşistti, zaten bıyıkları da Hitler’inkine benziyor” dediler. Millet İttifakı’nın lideri, 13. Cumhurbaşkanı adayı Kemal KILIÇDAROĞLU’da bugüne kadar çeşitli benzer iddia ve saldırıların hedefi oldu. TIPKISININ AYNISI -3 10 yıllık DP iktidarında Başbakan olan Adnan MENDERES’e bazı kişi ve çevreler tarafından adeta tapılıyordu. Bunlardan biri olan ve Menderes’e son derece bağlılığıyla bilinen ve BİLİNMEYEN MENDERES isimli iki cilt kitap ta yazan dönemin Devlet Bakanlarından Dr. Mükerrem SAROL’dan da söz edeceğiz ama önce Konya Milletvekili Himmet ÖLÇMEN’in şu sözünü hatırlatarak başlayalım. “ Bu milletin başında Peygamber’in ve Allah’ın tayin ettiği bir lider var, bu da Adnan MENDERES’tir ” TIPKISININ AYNISI -4 (YAĞLAMADAN YALAMAYA) ÖLÇMEN’in bu sözünü öğrenen AKP’nin sayın vekilleri bu konuda adeta bir yarışa girdiler ve bu işi yağlamadan yalamaya kadar götürdüler. Aydın Milletvekili İsmail Hakkı EKER, “ Adeta ikinci Peygamber gibidir “, Bursa Milletvekili Hüseyin ŞAHİN, “ Erdoğan’a dokunmak bile ibadettir “, Düzce Milletvekili Fevai ARSLAN, “ Erdoğan Allah’ın tüm vasıflarını üzerinde toplayan bir liderdir “, İstanbul Milletvekili Oktay SARAL, “ Erdoğan için her gün iki rekat şükür namazı kılınmalı", Çorum Milletvekili Murat YILDIRIM, “ Erdoğan ümmetin lideridir “ derken, 23 Ocak 2023 günü 70 yaşındaki Ordu Milletvekili Dr. Şenel YEDİYILDIZ, “ Tayyip Ağabeyin ayakkabısını elimizle yalamamız lazım “ diyerek bombayı patlatıverdi. Gerçi biz sayın vekilin elle nasıl ayakkabı yalanacağını merak ederken, bu beyanın amacının ne olduğu çoktan anlaşılmıştı bile… Ama amacına ulaşamadı., Aday adayı bile olamadı. TIPKISININ AYNISI -5 (ZİRAAT BANKASI) Aslında Ziraat Bankası çiftçiyi, dolayısıyla tarımı desteklemek için kurulmuştu. Yaklaşık 20 yıldır eşimle birlikte emekli maaşlarımızı, Padişah Abdülhamit tarafından Taif zindanında boğdurularak öldürülen ve 1863 yılında Sadrazam Mithat Paşa tarafından kurulan Ziraat Bankası’ndan alıyorduk. İhtiyaç olduğunda küçük bir tüketici kredisi isterken bin bir dereden su getirtiyor, onlarca belge imzalatıyordu. Maaşlarını bu bankadan alanlara en az promosyon ödemesi yapan Ziraat Bankası, 2018 yılında yukarılardan gelen bir talimatla 750 milyon dolar kredi vermişti. Bu parayla iktidara muhalif görünen Aydın DOĞAN’ın elindeki medya grubunu satın alan, “tüpçü” olarak bilinen Yıldırım DEMİRÖREN’in gösterdiği teminatın yeterli olmadığı ortaya çıkmış ve kredinin usulsüz verildiği anlaşılmıştı. Bankayı büyük zarara uğratan ve geri ödenmeyen kredinin akıbeti ne olacak, hala belli değil. Bundan yaklaşık 70 yıl önce Ziraat Bankası benzer bir olay daha yaşamıştı. 1955 yılında Kromit Limited Şirketi adıyla kurulan bir şirket üretim maliyetlerinin yüksek olması, dış piyasadan da talep alamaması nedeniyle finansman sıkıntısı yaşıyordu. Bu sırada 1950 yılında kapatılarak önce MKE’ne verilen Atatürk Orman Çiftliği’ndeki Gipsy Major uçak motoru fabrikası 1954 yılında yabancı sermaye ortaklığıyla kurulan Minneapolis Moline Traktör fabrikasına dönüştürülmüştü. Bu fabrika 1956 yılında döviz yetersizliğinden gerekli olan parçaları ABD’den ithal edemiyordu. DP bu soruna çare bulmak amacıyla ihraç edilecek krom madeni karşılığında elde edilecek dövizin yüzde sekseninin bu parçaların temini için karşılık tutulması konusunda bir hükümet kararı çıkardı. Bu kararın uygulanması için yetecek krediyi traktör fabrikasının kefaletiyle Ziraat Bankası Kromit Şirketi’ne verecekti. Buna ilişkin anlaşma şirketle Ziraat Bankası arasında 1955’te imzalandı. Mükerrem SAROL’la yakın dost olan şirket kurucularından Ahmet Oğuz AKAL 1954 yılında İstanbul’da birlikte büyük bir matbaa kurmuş ve gazete çıkarmaya başlamışlardı. Şirketin diğer ortağı ise İstanbul Demirçelik Sanayi A.Ş. idi. Krediyi alabilmek için Kromit Şirketi Toros Dağlarında bir araziyi, İstanbul Demirçelik ise satın almayı düşündüğü ABD’de verimsizlik nedeniyle faaliyeti durmuş eski bir haddehaneyi Türkiye’ye getirip kurduktan sonra kazanılacak geliri teminat göstermişti. Bankanın verdiği 75 milyon TL kredinin hiç takip edilmemesi, 5 yıl hiç denetim görmemesi ve geri ödemenin yapılmaması üzerine, geçen zamanla 90 milyon TL’ye ulaşan bu kredi konusunda CHP Milletvekili İlyas SEÇKİN, TBMM Başkanlığı’na usulsüzlük ve yolsuzluk yapıldığına dair bir önerge vererek konunun araştırılmasını istedi. Yapılan araştırma sonucunda 25 Mayıs 1960’ta Ticaret Bakanı Abdullah AKER’in görevini kötüye kullandığı ortaya çıktı. Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri, Genel Müdür Mithat DÜLGE ile bankanın kredi tahsisi yapan İstanbul Şubesi’nin bütün personeli suçlu bulundu. Genel Müdür hemen o gün çektiği telgrafla başbakana bağlılığını bildirerek görevinden istifa etti. Usulsüzlük ve yolsuzluk yaparak şuç işleyenler hakkında ise bir işlem yapılamadı. Çünkü, iki gün sonra 27 Mayıs İhtilali olmuştu. Sayın Cumhurbaşkanı’nın DP’nin biz devamıyız söylemini haklı çıkaran bu hatırlatmalarımız belki bazı kişileri kızdıracak ama, biz bildiklerimizi ve öğrendiklerimizi siz değerli okurlarımızla paylaşmayı bir ödev sayıyoruz. Hani 3 Şubat'ta Sayın Cumhurbaşkanı Nazilli’de “14 Mayıs’ta bunlara öyle bir çakalım ki bir daha bellerini doğrultamasınlar” demişti ya, aslında beli kırılan Ziraat Bankası olmuş. Aynı suda iki kez yıkanılmaz ifadesinin aksine adamlar bankaya iki defa çakmışlar. Gerçekten de AKP, DP’nin tıpkısının aynısıymış. Fikret GÖKÇE Kıbrıs Gazisi – Mak. Müh. KAYNAKÇA : 1 – Cumhuriyetin 80 Yılı, Cumhuriyet Gazetesi ekleri, 2003, 8. Fasikül 2 – İşte Ankara, Emin KARAKUŞ, Hür Yayın, Ekim 1977 3 – Mustafa KEMAL’in Uçakları, İsmail YAVUZ, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2018 4 – Diğer açık kaynaklar