blank
Ramazan Akca tarafından
13 Mart, 2023 13:57 tarihinde yayınlandı
A+ A-

İstiklal Marşı’nın Kabulünün 102. Yılı Kutlandı

Karabük’te İstiklal Marşı’nın kabulünün 102. yıl dönümü düzenlenen etkinliklerle kutlandı. İstiklal Marşı’nın kabulünün 102. Yılı, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Konferans Salonunda yapılan törenle kutlandı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programda ilk olarak günün anlam ve önemini belirten konuşma yapıldı. İstiklal Marşı'nın, Türk milletinin Kurtuluş Savaşı verilen yıllarda halka feyz olduğunu anlatan Vali Gürel, "Mehmet Akif'in sözüyle 'Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.' Ama bulunduğumuz bölge sıkıntılı bir bölge. Bu bölgede hayat bulabilmek ve devam edebilmek kolay değil. Onun için milletimizin uyanık olması gerekir. Çocuklarımızı ona göre yetiştirmemiz gerekir. İnşallah İstiklal Marşı'nı bir daha yazmayız ama İstiklal Marşı'nın devamını, bayrakların gönderde devam etmesini sağlamak için de sürekli evlatlarımızı uyanık şekilde yetiştirmemiz gerekiyor" dedi. blank Daha sonra öğretmen ve öğrencilerin hazırlamış olduğu ‘12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü’ adlı oratoryo gösterisi, şiirlerin okunması, Mehmet Akif Ersoy'un bestelenmiş şiirlerinin sunumu ve tiyatro gösterileriyle program devam etti. İstiklal Marşı’nın kabulünün 102. yıl dönümü ve İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü dolayısıyla düzenlenen yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödülleri Vali Fuat Gürel tarafından verilmesi ile program son buldu. Programa Vali Fuat Gürel, Cumhuriyet Başsavcısı Koray Kesgin, İl Emniyet Müdürü Kadir Yırtar, İl Jandarma Komutanı, Kd. Albay Garip Gümüş, kurum müdürleri, il protokolü, okul yöneticileri, öğretmen, öğrenci ve veliler katıldı.
İnsanca Yaşamı En Çok Hak Eden  Bir Milletin Emeklileridir
blank
İlyas Erbay tarafından
18 Aralık, 2024 10:50 tarihinde yayınlandı
A+ A-

İnsanca Yaşamı En Çok Hak Eden  Bir Milletin Emeklileridir

Bazen gündem iktidarların lehine aniden değişiverir. Hiper enflasyon, Vatandaşın hızla düşen alım gücü, Parasal sıkılaşma, Dolardaki yükselme, Artan dış borç, Cari açık, Asgari ücret ve emekli zamlarındaki belirsizlik, Kontrol edilemeyen piyasalar…dikkat ederseniz bunlar neredeyse hiç konuşulmaz oldu, adeta unut(turul)uldu. Tüm TV kanallarında varsa yoksa Suriye.

Ekonomi konularında önde gelen dergilerden The Ekonomist'in yaptığı sıralama 37 Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) üyesi ülkelerin sıralamasını gösteriyor. Bu sıralamada; Ekonomimiz 2024'ü en kötü geçiren 3 ülke arasında yer aldı.
Komşu Yunanistan ise 2024'ü en iyi geçiren 3 ülke arasında yer buldu.
Ekonomisi en iyi ilk üç ülke;
İspanya-İrlanda ve Yunanistan
En kötü 3 ülke ise;
Türkiye-Letonya-Estonya
Yunanistan 3'üncü sırayı Danimarka ile paylaştı.
5'inci sırada İtalya var. İsrail savaşa rağmen 6'ıncı sırada.
ABD 20'inci, Almanya 23'üncü sırada.

Biz yeni vergiler icat etmekle meşgulüz. Ekonomiyi yönetenler vergi icat etmede çok mahirler. Bizim ekonomiden anladığımız vergi toplamak! İstihdamı nasıl artırırız? İşsizlik nasıl azaltılır?
Tüm dünyaya satacağımız marka değerler nasıl yaratılır?Bunlara fazla kafa yormuyoruz. Üretim odaklı ekonomi bizim pek işimize gelmiyor sanırım.

HER ÇUVALLADIĞINDA YÜKLEN VERGİYE !

Ne alâ değil mi? İşin en kolayı bu! Bunun için ekonomist olmaya, ekonominin başına etiketli isimler getirmeye falan gerek yok! Baktın ki, ekonomi kötü gidiyor. Bütçen açık veriyor, cari açığın, dış ve iç borcun hızla artıyor. Hiç vakit kaybetme artır vergileri. Nasıl olsa ekonominin can simidi vergi. 80 yıldır yapılan hep bu. Bunu yaparken de; en kolay hangi kesimden vergi alınıyorsa yine onlara yüklen. Vatandaşın üzerindeki vergi yükü nasıl azaltılır? Vergide adalet nasıl sağlanır? Yoksulluk nasıl yok edilir? Ülkede refah nasıl yükselir? Bunlara kafa yormaya ne gerek var!
Oysaki ülkemiz; insan kaynaklarıyla, verimli topraklarıyla, turizmi ile, yer üstü ve yeraltı kaynaklarıyla müthiş bir potansiyele sahip. Devletin kamusal hizmetleri yapabilmesi için elbetteki vergiye ihtiyacı var. Buna kimsenin itirazı yok. İtiraz; kantarın ayarının kaçmasına.

Ekonomideki olumsuzluğun en büyük göstergelerinden biri vatandaşın düşen alım gücüdür.
Emekliler ve asgari ücretliler açlık sınırının altında rakamlarla yaşama tutunma mücadelesi verirken, ekonomide pembe tablolar çizmek, ekonomimiz güçlü söylemlerinde bulunmak halkı yanıltmaktır.
Madem ekonomi iyi gidiyor
alım gücümüz neden hızla düşüyor? The Ekonomist'in sıralamasında neden dipteyiz?
Emekliler ve asgari ücretliler insanca yaşamak için ücretlerinde tatminkar bir artış bekliyor. Hadi bakalım, vakit geldi. Görelim ekonomimizin gücünü

İlyas Erbay

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.