Bukalemunu bilirsiniz bulunduğu ortama göre renk değiştirir. Kendini bu şekilde kamufle eder.
Hayvan bilimine göre;
bukalemun, yaklaşık otuz santim uzunluğunda, yavaş hareket eden, renk değiştirmesiyle tanınan bir sürüngen türü olarak tanımlanıyor.
Bukalemun ismini; çabucak düşünce, tutum değiştiren, durumunu çıkarına göre ayarlayan kimseler için de kullanırız.
Bana göre, Türk siyaseti; bu karaktersiz, kişiliksiz, ahlaksız, onursuz, menfaat düşkünü bukalemunlar tarafından kuşatılmış durumda.
Iyi bir gözlemci iseniz, hemen hemen her siyasi oluşumda bu tipleri görebilirsiniz.
Örnek vermek gerekirse, iktidar partisinin nimetlerinden yararlanmak için partiye bir şekilde entegre olmuş o kadar çok isim var ki. Eşini türbana sokup, kendisi badem bıyık yada sakal bırakarak sahte dindar görüntüsü verenler mi, Her Cuma "hayırlı Cumalar" mesajı atanlar mı dersiniz. Bunlar itibar gördükçe sayıları da artıyor. "Her Cuma bir ayet sallıyorum" diyen ödüllendirilmedi mi?
MHP 'nin içindeki tatlı su milliyetçilerine bakın. Hilal şeklinde bıyık bırakarak siyasi kimlik kazandığını, milliyetçi olduğunu zanneden yada bu görüntüyü şeklen veren zavallılar...
Ülkenin bekasını ilgilendiren bir meselede çıkıp gümbür gümbür tepki bile veremeyen, aman ittifakımız, düzenimiz bozulmasın diye sessiz kalan tatlı su kurnazları...
CHP'nin içindeki sahte Kemalistlere bakın. Atatürk'le ilgili üst üste iki cümle bile kuramayan yada gizli Atatürk düşmanı bualemunlar partide nasılda el üstünde tutuluyor.
İşin tuhafı tüm partilerde bunların borusu daha çok ötüyor.
Küresel güçler adına içimize sızmış bukalemunları da unutmayalım. En tehlikelisi de bunlar!
SECCADE, TAKKE, TAKUNYA VE BIYIĞIN KERAMETİ !
İlginç bir gözlemimi aktarmak istiyorum. 1997 yılı idi. Necmettin Erbakan'ın başbakanlığı döneminde, Karadeniz bölgesinde, Samsun'dan Hopa'ya kadar Türk Telekomun büyük bir haberleşme Projesinde görevli idim. Karadeniz kıyı şeridindeki Telekom müdürlükleri ile irtibat halinde çalışıyor, sürekli bölgeye seyahat ediyordum. İş görüşmeleri ve protokol tutanaklarının düzenlemesi için Telekom personelinin odalarına ziyaretlerim oluyordu. Bir şey çok dikkatimi çekmişti. Bu arkadaşları daha önceki yıllardan da tanıyordum. Ölçülü bir samimiyetimiz vardı. Odalarında girildiğinde, masalarının arkasında tahtadan bir namazlık, yada seccade üzerindeki çiviye takılı tesbih ve takke, hatta bazılarında takunya bile vardı. Haa, bu arada bıyıklar yeniden düzenlenmiş, badem bıyık dediğimiz şekli almıştı.
Bunların bazılarının terfi ettiğine gerçekten tanık olmuştum. Artık hak ettiği için mi yoksa badem bıyık ve seccade görüntüsü işe yaradığı için mi? Orasını bilmiyorum.
Erbakan'ın başbakanlığı uzun sürmedi. Yanılmıyorsam 1 yıl kadar başbakan kalmıştı.
Erbakan iktidardan düştükten sonra bölgeye tekrar gittim. Bu defa masaların arkasında ne seccade ne takke nede tesbih vardı. Bıyıklar ya kesilmiş yada şekli değişmişti. Bu şekilde ikbal aramayan, buna tenezzül etmeyen kişiler tabii ki vardı. Onları da saygıyla anıyorum.
Güzel ülkemde, en sert muhalefeti yapanların menfaatleri söz konusu olduğunda, nasılda kraldan çok kralcı olduklarına hep birlikte tanık olmadık mı?
Zordur maskenin arkasını görmek.
Bu bukelamunlar dan kurtulmadan bize kurtuluş yok!