1973 yılı nisan ayında vatani görevimi yapmak üzere 6 aylık yedek subaylık eğitimi için İstanbul Tuzla Piyade Okulu'na teslim olmuştum. Ağır Silah Bölüğü olan 4. Bölükteydim. Bizden bir dönem önce, 117. dönemde burada olan ama eğitimi tamamlanmadan er olarak Ağrı/Patnos'a gönderilen "SAKINCALI PİYADE" Rahmetli Uğur MUMCU'nun koğuşumuzdaki ranzasında yatıyordum. Bütün eğitim sürecinde hepimiz böyle bir olay acaba bizim de başımıza gelir mi endişesi yaşamıştık. Takım komutanımız sevilen arkadaşımız, DÇ Karabüksporlu futbolcu, asteğmen Mete KUZUCU disiplinli, adil ve prensipli bir askerdi. Silahlı eğitim başladığında hepimize Amerikalıların Kore'de kullandığı birer M 1 piyade tüfeği verdiler. Atış eğitimi yaptığımız bir gün hepimize üçer mermi verilmişti. Benim sıktığım mermiler 11-12-11'den vurmuş, isabetli bir atış olmuştu, Diğer arkadaşların atışları da iyi olduğundan bizim bölük birinci olmuştu. O yıl haziran ayında CENTO Hafif Silah Müsabakaları yapılacaktı. Türkiye, ABD, İngiltere, İran ve Pakistan silahlı kuvvetleri arasında yapılacak bu yarışmada bizi de görevlendirdiler. CENTO, Ortadoğu'da güvenliği sağlamayı ve Sovyetlerin bölgeye nüfuz etmesini engellemeyi, esasta İsrail'i korumayı amaçlayan, Bağdat Paktı'nın dağılmasından sonra 1959 yılında kurulan, merkezi Ankara'da bulunan siyasi bir örgüttü. (Ulus'ta ikinci Meclis Binası) Emperyalist amaçlarını gerçekleştirmek için, ABD ve İngiltere güdümündeki bu örgütün 1962-1968 yılları arasında Genel Sekreterliği'ni yapan İranlı Abbas Ali KHALATBARİ zamanında "Writers Panels" adlı gizlenen bir oluşumla Sovyetlere karşı yürütülen propagandalarda yararlanılan gazetelerin köşe yazarlarına yüksek paralar ödendiği, ayrıca 1979'da faaliyetine son verilen CENTO sayesinde ABD ve İngiliz ajanlarının üye ülkelerde cirit attığı sonradan ortaya çıkmıştı.. Türk Halkı o yıllarda bu bilgilerden yoksundu. CENTO, ABD ve İngiltere'nin asıl amaçlarından habersiz, onları dost ve müttefikimiz sanıyordu. Müsabakalardan bir gün önce bayrak çekme töreni provası vardı. İş insanı arkadaşım Erol KASAPOĞLU ile bana ABD bayrağını göndere çekme görevi verildi. Atış alanındaki trübinde 1. Ordu Komutanı Org. Faik TÜRÜN ile Türk ve diğer ülkelerin generalleri yerlerini almışlardı. Tören başlarken Okul Komutanımız Tümg. Mustafa FETHAN bandoya İstiklal Marşımızı ve ardından CENTO marşını çaldırınca diğer komutanlarla birlikte esas duruşta beklemek zorunda kalan Faik TÜRÜN, bandoya Dağ Başını Duman Almış marşını çalmasını emrettikten sonra Fethan Paşa'yı yüksek sesle fırçalaması üzerine Paşa bir iki sallandı ve yüzükoyun beton piste düştü. Bayılmıştı. Bu hata O'na pahalıya mal olmuş Ağustos'ta korgeneralliğe terfi edememiş, yerine Kıbrıs Harekatı'na Bolu Komando Tugay Komutanı olarak katılan Tuğg. Sabri DEMİRBAĞ okul komutanımız olarak atanmıştı. ARADAN 50 YILA YAKIN BİR SÜRE GEÇMESİNE KARŞIN, BUGÜN BİLE "DOST, MÜTTEFİK VE STRATEJİK ORTAĞIMIZ" SANILAN ABD'nin BAYRAĞINI GÖNDERE ÇEKMENİN ACI VE ÜZÜNTÜSÜ HALA İÇİMDE BİR ATEŞ GİBİ DURUYOR. Şükürler olsun ki; 15 Ağustos 1974'te Rahmetli Tabur Komutanım P. Yarbay Burhanettin KANIT'ın emriyle Lefkoşa Sanayi Bölgesi'nin karşısındaki tepede konuşlu, eski Magosa yolu üzerindeki komando birliğini ele geçirdikten sonra, yanımdaki askerimle gönderdeki Yunan Bayrağını indirip Şanlı Bayrağımızı çekmek bu konuda en büyük tesellim oluyor. Bu emrin yerine getirilmesi için benimle birlikte olan cobra roketlerini kullanan Erol SAYGI ve Muzaffer Başçavuşlarım ile hepsi de vatansever, cesur ve kahraman askerlerimi saygıyla yad ediyorum.