BUGÜN “KOCA SENDİKACI” AHMET ÇEHRELİ’Yİ ANACAĞIM.,
11 Mayıs 2020
Rahmetli Uğur MUMCU ; -“Biz unutkan bir ulusuz, unutuyoruz olup bitenleri “ derdi . Bazıları da balık hafızalı olduğumuzu söyler, geçmişi silmek konusunda becerikli olduğumuzu var sayarlar. Ben bugün az da olsa Karabük’te geçmişle bağlarını koparmayan, mazide kalan güzel anıları, toplum yararına güzel izler bırakan insanları unutmayan vefa duygusuna sahip kişiler olduğunu kanıtlamaya çalışacağım.
Bugün Türk çalışma yaşamının, sendikal geçmişinin önemli isimlerinden biri olan Ahmet ÇEHRELİ’nin vefatının 52 nci sene-i devriyesi. Karabük’te büyük önderimiz Atatürk’ün öngörüsü ve talimatıyla kurulan Demir-Çelik Fabrikaları’nın daha onuncu yılında başlayan hak ve emek mücadelesinin öncülerinden olan Ahmet ÇEHRELİ’yi 11 Mayıs 1968’de bir trafik kazası sonucu kaybetmiştik.
O yıllarda Zonguldak’tan çocukluk arkadaşım olan rahmetli Tuncer’in ağabeyi Necmettin ERSÖZLÜ’nün sahibi olduğu Karabük Postası Gazetesi’nde yazmaya başlamıştım. Ekte fotoğrafını gördüğünüz, ikinci sayfasında benim de bir köşe yazımın bulunduğu, özenle muhafaza ettiğim 12 Mayıs 1970 tarihli Karabük Postası Gazetesi’nin başyazısı;
“ Ahmet Çehreli’nin 2 nci ölüm yıldönümü dolayısı ile, başlığının altında yer alan
Koca Sendikacı bu kadar çabuk mu unutulacaktı ? “ sitemiyle başlıyordu. Aradan 52 yıl geçmesine rağmen Karabük’te sendikacılığı başlatan birkaç isimden biri olan Ahmet ÇEHRELİ’yi hatırlayanlar olduğunu düşünüyorum.
İngiltere merkezli bütün Batı Avrupa’da yaşanan sanayi devrimiyle birlikte başlayan hak, emek ve alın teri mücadelesinin bayraktarlığını hep kömür ve çelik işçileri yapmıştır. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarından itibaren başlayan sanayileşme hamlesinin en somut örneği olan Karabük Demir-Çelik Fabrikaları’nın kuruluş kararı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün talimatıyla alınmış, dünyanın büyük ekonomik krizler yaşadığı o yıllarda hayal bile edilemeyecek bu büyük projenin temeli dönemin Başvekili İsmet İNÖNÜ tarafından 3 Nisan 1937’de atılmıştı. Kısa bir süre sonra üretime başlayan bu dev tesiste başlangıçta İspir ve Yusufeli ilçelerinden, çevre halkından, yurdun başka yörelerinden sağlanan işçiler ve mahkumlarla başlayan çalışma yaşamında ilk sendikal hareketlenme İbrahim ODABAŞI’nın 1950 yılında kurduğu Demir-Çelik Sanayi İşçileri Sendikası’yla başlamıştır. 1952 yılında Ali KAYA’nın kurduğu Demir Çelik Ağır Sanayi İşçileri Sendikası’yla 1956 yılında birleşen ve Karabük Demir ve Çelik Ağır Sanayi İşçileri Sendikası adını alan ve Türk İş’e bağlı yerel bir işçi örgütü olan bu sendika, 1963 yılında Kemal TÜRKLER’in başkanlığındaki Maden-İş Sendikası’na katıldığında Şube Başkanı Ahmet ÇEHRELİ’dir. Bu dönemde 8 bin işçiyi kapsayan 1 Temmuz 1964’te imzalanan toplu iş sözleşmesiyle çelik işçileri önemli haklara kavuşurlar.
Bu süreçte siyasi çevrelerde de Ahmet ÇEHRELİ adından söz edilmeye başlanmıştır. 15 Ekim 1961 seçimlerinde partilerin işçi adayları dikkate almaması üzerine Türk İş Başkanı Seyfi DEMİRSOY başkanlığında Çalışma Partisi adıyla bir parti kurulması çalışması gündemdedir. Partinin kuruluş hazırlıklarını yapan Mümtaz SOYSAL, Muammer AKSOY, Doğan AVCIOĞLU, Kemal SÜLKER, Sadun AREN ve Sadi KOÇAŞ gibi isimlerin arasında Ahmet ÇEHRELİ’de yer almaktadır. Bu girişim başarılı olamamış bir süre sonra bundan vazgeçilmiştir.
Bu başarısız girişimden sonra bir başka önemli olay daha yaşanmıştır. 20 Kasım 1965 tarihli Milliyet Gazetesi, 17 Kasım günü şube başkanıyla birlikte 4 bin 900 üyesinin topluca Karabük Maden-İş Şubesi’nden istifa ettiğini duyurmuş ve aynı gün Selahattin BULUT başkanlığında Çelik-İş Sendikası (Çelik Sanayi İşçileri Sendikası ) kurulmuştur.
Karabük sendikacılığının öncüleri olan rahmetli Ahmet ÇEHRELİ’yi, İbrahim ODABAŞI ve Ali KAYA’yı şimdikiler bilmez, tanımazlar, belki isimlerini bile duymamışlardır. Ama Karabük’te bu isimlerden söz edince en az birkaç kelimeyle de olsa onları anlatacak kişiler kaldığına inanıyorum. Sadece bu isimleri değil bunca yıkıma, geçmişi silme, yok etme çabalarına karşın Karabük’te iz bırakanları ve güzelliklerini unutmayanlar olduğuna da eminim.
Ahmet ÇEHRELİ’nin işçi sınıfının bir temsilcisi olarak verdiği sendikal ve siyasal uğraşların yanında iyi bir hatip olduğunu da biliyorum. Geçenlerde hazırlayacağım bir yazı için araştırma yaparken karşılaştığım bir bilgi O’nun bu yönünü de ortaya koyuyordu. Ahmet ÇEHRELİ’nin İstanbul Üniversitesi’nde günümüzün Sosyal Bilimler Fakültesi adıyla bilinen İçtimaiyat Enstitüsü yayını olan 13 sayfalık bir konferans konuşmasının metniydi bu., Türkiye Demir Çelik İşletmeleri’nde İşçi – İşveren Münasebetleri başlığı taşıyan bu konuşma, o yılları anlatan Ahmet ÇEHRELİ’ye bir kez daha saygımın artmasına neden olmuştu. Benzer bir duyguyu rahmetli Hüseyin KABA’nın İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde verdiği bir konferans nedeniyle de yaşamış, çelik işçisi kökenli bu iki değerli insana adeta imrenmiştim.
Sizlere bu yazımın eki olarak 1970 tarihli Karabük Postası Gazetesi’nin ve sözünü ettiğim konuşmanın ilk sayfalarının görüntüleri ile İzmir’de yaşayan değerli arkadaşım Atilla SAKKA’nın gönderdiği Ahmet ÇEHRELİ’nin çok yüksek bir katılımla gerçekleşen cenaze törenine ait bir fotoğrafı da sunuyorum. Fotoğrafta soldan sağa doğru Osman SÜRMEN, Aydın KALTABANOĞLU, Atilla SAKKA, Tahir DİK ve Metin TÜRKER bulunuyor. Sevgili Atilla’ya sağlık ve mutluluk içinde uzun bir yaşam dilerken başta Ahmet ÇEHRELİ olmak üzere bu yazıda isimleriyle yad ettiğim tüm kişileri saygı ve rahmetle anıyorum.
Fikret GÖKÇE
Kıbrıs Gazisi-Mak.Müh